Ölümsüz bir kitap ve sıra dışı bir serüven
Devlet-i Aliyye zamanında İstanbul’da yaşayan mücellit Pertev Efendi’nin hayatı, Kazım Efendi’nin ona gösterdiği çok eski bir yazma ile değişir. Saray’dan alınan bu yazmanın kim tarafından yazıldığını gösteren Ex-libris kısmındaki bir not, Pertev Efendi’nin tüm düzenini altüst eder.
Mücellit Pertev Efendi, yüzyıllar önce yazılan bu yazmayı asıl sahibine götürmeye karar verir. Saraydan bir şekilde çıkarttığı yazmanın çalındığı anlaşılınca peşine düşen yeniçerilerden canını kurtarmak için eşini, işini ve sevdiği her şeyi arkasında bırakmak zorunda kalır. Yol arkadaşı Kuru Mustafa Efendi ile birlikte sonunun nereye varacağını bilmeden çıkmayı göze aldığı tutkulu ve heyecanlı yolculuğunda, kaderi onu önce Patmos Adası’na, sonra da Kudüs’e sürükler.
Okumaya düşkün olanların kendilerini sorgulayabilecekleri bir kitap
Elinizde okumaya düşkün olduğunu düşünenlerin kendilerini sorgulayabilecekleri, ister istemez Pertev Efendi ile kıyaslayabilecekleri türden bir kitabı tutuyorsunuz. Çünkü yazar, sizi okumaya hatta okumaya olan açlığına, kitapların evrendeki kapladığı alana, içinde sakladığı inanılmaz bilgilere ve ruhunda yaktıkları ışıklara âşık bir kahramanla tanıştırıyor.
Romanın farkı, sayfalarında raks eden gözler için bir iddiası olması
Okuyucuyu her sayfada kendine daha çok bağlayan romanda Mücellit Pertev Efendi’nin bireysel yolculuğuna şahit olacaksınız. Zaten hayat da bir yolculuktan ibaret değil mi? Ama bu romanın bir farkı, bir iddiası var: Sayfalarında raks eden gözlere en güzel yolculukların kitaplar sayesinde gerçekleşebileceğini ispat ediyor. Dönemin ticari,siyasi ve sanatsal gerçekleriyle kurgulanan roman, yüzyıllar öncesinin atmosferini birebir yansıtıyor. Sayfalarını çevirmek için acele edeceğiniz şahane bir üsluba sahip Ex-libris ya da Pertev Efendi’nin Olağanüstü Yolculuğu’nda Pertev Efendi’yle aynı tutkuyu hissedeceğinize emin olabilirsiniz.
New York Times arşivi ve Corvina Kütüphanesi kurguya yön verdi
Can Orhun, kitabın kurgusu için şu ayrıntıları verdi: “Romanı yazım sürecinin öncesinde, kurguyu oluştururken, döneme ait olayları araştırmak ve bunların kitabın kurgusu içerisinde nasıl yer alabileceğini planlamak en az kitabı yazarken çıktığım zihinsel yolculuk kadar sürükleyici bir yolculuk oldu. New York Times gazetesinin arşivlerinde karşılaştığım ve Macaristan’daki Corvina Kütüphanesi’ne ve Sultan Abdülhamid’e ait 19. yüzyıla ait bir haber yazısı kurguda belli bir yolu izlememe yol açarken, bir ortaçağ manastırına ait olduğu söylenen el yazmasındaki bir beddua gidişata bambaşka bir yön verdi.”
Can Orhun kimdir?
1967’de İzmir’de doğdu. Orta öğrenimini İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ni bitirdi. Bir süre Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Ege Üniversitesi “Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi” bölümündeki yüksek lisans eğitimi süresince çeşitli arkeolojik kazılara katıldı. Türkiye’de seyahat etmenin bugünkü kadar yaygın olmadığı doksanlı yıllarda Hindistan, Nepal, Mısır, Küba, Kamboçya gibi pek çok ülkeye uzun seyahatler yaptı. 2000’li yılların başında, Fil adlı internet dergisine gezi yazıları ve fotoğraflarıyla katkıda bulundu. Son on beş yıldır İstanbul’da bilişim alanında çalışmakta, birçok dergide uzmanlık alanıyla ilgili yazılar yazmakta ve yönetici olarak görev yapmaktadır. İlk kitabı olan Yusuf’un Limanları 2016’da yayımlanmıştır.