5. Uluslararası İletişim Günleri’nde “Dijital Kültür” ele alındı
Üsküdar Üniversitesi 5. Uluslararası İletişim Günleri, Türkiye’den ve dünyadan alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleşiyor. Medyadan sinemaya kadar pek çok alanda etkili olan dijital kültür, tüm yönleriyle ele alınıyor. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sınırların kalktığı dijitalleşen dünyada yerelleşmenin önemini vurguladı. “Yerel olamazsak evrensel de olamayız. Yerel değerlerimizi ve kültürümüzü korumamız gerekiyor” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dijital devrimin sosyal ilişkileri de etkilediğini söyledi. Tarhan, “Otizmin artmasının en büyük sebeplerinden birisi de sosyal ilişki biçiminin değişmesi” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 5. Uluslararası İletişim Günleri alanında önemli isimleri ağırlıyor. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör’ün ev sahipliğinde gerçekleştirilen programda medyadan kültüre ve sinemaya kadar dijital kültür ele alındı.
Egemen olmak isteyen bilgiye hükmetmeli
Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında bilişim devriminin artık toplumun her kesimi tarafından kabul edildiğini belirterek “Analog bilgi dijital bilgiye dönüştü. Bu beraberinde bağlanabilirlik getirdi. Telefon, televizyon ve bilgisayarın aynı anda kullanılabilir olması devrim niteliğinde. Burada artık bilginin herkese ulaşabilmesi demektir. Bu bilişim devriminin ortaya çıkmış olması demektir. İnsanlığın ürettiği en büyük cihaz internet. Bu cihazla bir bilgiye ulaşmak, o bilgiyi işlemek, o bilgiyi yönetmek ve arşivlemek en büyük güç. Egemen olmak isteyen kimse bilgiye hükmetmek zorunda. Bir insanın bilgiye hükmedebilmesi için de o bilgiyi kullanmayı bilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Yerel olamazsak evrensel de olamayız
Bilişim devriminin dünyada çok şeyi değiştireceğini ifade eden Tarhan, dünyanın şu anda tek kültürlü bir dünyaya doğru gittiğini belirterek “Hollywood kültürü, şu anda dünyanın tek kültürü olmak yolunda. 50 sene sonra belki de birçok kültür yok olacak. Bu nedenle biz eğer yerel olmazsak evrensel de olamayacağız. Bir müddet sonra bunun yok olduğunu göreceğiz.
Bir insan yerel değilse, kendi kültürünü koruyamıyorsa o kimse ayakta kalamıyor. Afrika’da Güney Amerika’da Avustralya’daki birçok kültürün yok olması gibi. Birçok kültür de önümüzdeki yüz yıllarda yok olacak. Bu nedenle muhakkak yerel değerlerimizi yaşatmamız gerekiyor. Yerel değerlerimizi terk edersek tarihin çöp sepetine atılabiliriz. Bunun için kıyafetten tutun da yemeklerimize kadar yerel değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Kültürel değerlerimizi koruyarak modernleşmek konusunda adımlar atmaya ihtiyaç var” uyarısında bulundu.
Dijitalleşmeyle sosyal ilişki biçimi değişti
Dijital devrimin sosyal ilişkileri de etkilediğini belirten Tarhan, “Dijitalleşme birçok kolaylık getirdi ama birçok dezavantajı da beraberinde getirdi. Otistik insanlar çoğaldı. Otizmin artmasının en büyük sebeplerinden birisi de sosyal ilişki biçiminin değişmesi. Sosyal ilişki biçiminde duygusal aktarımlar vardı, göz teması vardı. Karşılıklı konuşma vardı. Şimdi sanal gerçeklik nedeniyle göz teması olmuyor. İnsan kendi kimliğini saklayarak farklı kimliklerde var olabiliyor. Çok rahat yalan söyleyebiliyor. Gerçekliğin sınırları değişti” diye konuştu.
Dijital kültürün patronu olamazsak figüranı oluruz
Dijitalleşmenin kültürleri de değiştirdiğini belirten Tarhan, “Dijitalleşmeye karşı koymak yerine onu doğru kullanmayı öğrenirsek yani patron olabilirsek korkmayalım. Sanayi devriminde figüran olduk, dijital devrimde de figüran olmak istemiyorsak muhakkak dijital gücü en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor. Dijital kültürün patronu olamazsak figüranı oluruz” dedi. Prof. Dr. Tarhan, dijital devrimi kaçırmamak için Ar-Ge yapmanın önemine işaret etti.
Dijital devrim, insan beyninin uzantısı oldu
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör de açılış konuşmasında bu yılki etkinliğin temasının dijital kültür olduğunu söyledi. Dijitalleşen bir çağda dijital devrimin ikinci sanayi devrimi ya da ikinci teknoloji devrimi olarak tanımlandığını belirten Güngör, “Dijital devrim, sanayi devriminden farklı olarak kültürün, toplumların, insanların en ayrıntılarına, toplumların en kılcal damarlarına kadar sirayet eden bir yenilik oldu. Birinci sanayi devrimi daha makro düzeydeydi, toplumsal, siyasal ve ekonomik yapıları etkiledi. Ama dijital teknoloji çok daha mikro etkiler yaptı. Çünkü birincisi insanların bedenlerinin uzantısıydı. İnsanlar bedenlerinin uzantılarını icat etmişlerdi. Daha makro düzeydeki yapıları etkiledi fakat dijitalleşme insanların beyninin uzantısı oldu. Mikro düzeydeki pek çok yapıyı, süreci ve ilişkiyi etkiledi. Dolayısıyla gerçek anamda kültürel değişim oldu” diye konuştu.
Prof. Dr. Haluk Şahin: “Demokrasilerin sağlıklı ve sürekli bilgiye ihtiyacı devam ediyor”
“Dijitalleşmeye Genel Bakış” başlıklı konferansta Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi, gazeteci- yazar Prof. Dr. Haluk Şahin “Geleneksel Medyadan Dijital Medyaya Tarihsel Bir Perspektif”başlıklı konuşma yaptı. Gazeteci, televizyoncu, medya uygulayıcısı ve akademik kariyerini bir arada yürüttüğünü belirten Prof. Dr. Şahin, dijital teknolojinin medya alanında yaptığı değişim ve etkileri kendi yaşamından örnekler vererek anlattı. İletişim ihtiyacının hep var olduğunu ve gelecekte de devam edeceğini belirten Şahin, “Demokrasilerin sağlıklı ve sürekli bilgiye ihtiyacı devam ediyor. Başka türlü olabilmesi mümkün değil ama bu dijital kültür ortamında nasıl olacak sorusu dev bir soru olarak karşımızda duruyor. Sizlerin bu soruyu çözeceğine inanmak istiyorum” dedi.
HoGent Gent Üniversitesi’nden Dr. Jan De Vos ise “Dijital İçin Hangi Özne? Dijitalizasyonun (nöro)psikolojizasyondaki köklerin bir eleştirisi” başlıklı konuşmasıyla konferansa katıldı. Dr. Jan De Vos, “Psikoloji sosyal medyanın iş modelini kurmak için dijital kapitalizmin totolojik temelini sağlayarak döngüsel bir mantığı kullanır. Bu yüzden internet bir psikolog gibi değildir. İnternet bir psikolog gibi yapılanmıştır. Yani bizim derin psikolojik arzularımızı, bizim psikolojimizi açıklayamaz ama bizim psikolojimizi şekillendirmek, biçimlendirmek ve yönlendirmek için yapılandırılmıştır” dedi.
Dijital kültürden dijital çağa her şey konuşuldu
İletişim Günlerinde “Dijital Kültür”, “Dijital Gazetecilik”, “Dijital Çağ ve Geleceğin Medyası”, “Dijital Çağda Sinema” başlıklı oturumlar gerçekleştiriliyor. Türkiye ve İngiltere’den çeşitli üniversitelerin iletişim fakültelerinden akademisyenler, Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü’nden akademisyenler ve ulusal televizyon kanallarından programcılar konuşmacı olarak yer alıyor.
Lisansüstü Öğrenci Kolokyumu’nun da gerçekleşeceği İletişim Günleri iki gün sürecek. ABD’den Prof. Henry Jenkins’in de bir video sunumla katılacağı İletişim Günleri’nde Prof. Dr. Süleyman İrvan, Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu ve Prof. Dr. Aslı Tunç, Ozan Onat ve Defne Andaç’ın da aralarında bulunduğu akademisyen, medya profesyoneli ve uzman isim dijital kültürü çeşitli yönleriyle ele alacak. Program, Akbank Kısa Film Festivali Ödüllü Filmler Gösterimi ile sona erecek.