Abdullah Gül’ün İsrail’le Dostluğu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 12.11.2007 tarihinde terörist İsrail’in Devlet Başkanı Shimon Peres onuruna verdiği akşam yemeğinde gerçekleştirdiği konuşmanın metni aşağıdadır. Aşağıdaki konuşma metni Cumhurbaşkanlığı resmi web sayfasından alınmıştır ve bugünde sayfaya yayındadır. Şimdi Abdullah Gül’ün İsrail dostluğunu birlikte inceleyelim, İşte o konuşma:
İsrail Devlet Başkanı Sayın Peres Onuruna Verdikleri Akşam Yemeğinde Yaptıkları Konuşma
Sayın Cumhurbaşkanımızın, İsrail Devlet Başkanı Sayın Shimon Peres onuruna verdikleri akşam yemeğinde yaptıkları konuşma aşağıda sunulmaktadır:
“Sayın Başkan, Değerli Dostum,
Sevgili Konuklar,
İsrail Devlet Başkanı Sayın Shimon Peres ve beraberindeki heyetin değerli üyelerini ülkemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyorum.
Sayın Devlet Başkanı Peres, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi için daima gayret göstermiş, Türkiye’nin uluslararası alandaki meselelerinde desteğini esirgememiştir. Uzun yıllara dayanan bilgi ve deneyimiyle bölgemizde ve uluslararası camiada herkesin takdirini kazanmıştır. Kendisine bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyorum.
Nobel Barış Ödülüyle taltif edilmiş müstesna bir devlet adamını Türkiye’de ağırlamaktan da ayrıca mutluluk ve onur duyuyoruz.
Sayın Başkan, Değerli Konuklar,
Türkler ve Yahudiler arasında yüzyıllara dayanan sağlam dostluk bağları, bugün Türkiye İsrail ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır.
Türk milleti, tarih boyunca Yahudilere en güç zamanlarında yardımcı olmuş, Yahudiler de, ülkemize her alanda önemli katkılar yapmışlardır.
Bugün, İsrail’deki Türkiye kökenli 100 bine yakın İsrail vatandaşı ile Türkiye’deki 30 bine yakın Yahudi kökenli vatandaşımız, ülkelerimiz arasındaki dostluk köprüsünün iki temel direğini teşkil etmektedir.
Bu bağlar kadar, parlamenter demokrasinin, serbest piyasa ekonomisinin ve hukukun üstünlüğünün gerçek anlamda uygulandığı iki önemli bölge ülkesi olmaları, Türkiye ve İsrail’i doğal ortaklar olarak biraraya getirmektedir.
Türkiye, İsrail Devletini tanıyan ve diplomatik ilişki kuran ilk ülkeler arasında yer almıştır. O zamandan bu yana ilişkilerimizin geldiği düzey sevinç vericidir.
Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti arasında her alanda mevcut işbirliğinin yasal altyapısı tamamlanmış, işbirliğine yönelik etkin mekanizmalar oluşturulmuştur.
En üst düzeyde ve teknik düzeyde sık ve düzenli karşılıklı ziyaretler yapılmaktadır.
Kısacası, ilişkilerimiz, karşılıklı güven ve saygıya dayalı olarak ve kurumsallaşmış bir çerçevede memnuniyet verici şekilde sürdürülmektedir.
Türkiye ile İsrail arasındaki bu yakın ilişkiler gerek bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunulması, gerek kültürlerarası diyaloğun özendirilmesi bakımından da anlamlıdır. Halklarımız arasındaki ilişkiler gıpta edilecek özelliklere sahiptir.
2007 Ekim ayı sonu itibarıyla 469 bin üzerinde İsrailli turistin, bir başka deyişle yaklaşık her on İsrailliden birinin Türkiye’yi ziyaret etmesi halklarımız arasındaki güvene dayalı sıcak ilişkilerin ve dostluğun en somut ve çarpıcı örneklerindendir.
İlişkilerimizi her alanda daha da geliştirmeyi ve ileriye taşımayı, mevcut işbirliği olanaklarımızı bundan sonra da en iyi biçimde değerlendirerek, yakaladığımız ivmenin sürdürülmesini arzu ediyoruz.
Sayın Başkan, Değerli Dostum, Saygıdeğer Konuklar,
İsrail Devleti’nin güvenliği ve tanınmış sınırlar içinde yaşama hakkına sahip olması Türkiye’nin Orta Doğu politikasının değişmez önceliklerindendir.
Terörden çok çekmiş bir ülke olan ve halen terörle mücadelesini sürdüren Türkiye, İsrail’in maruz kaldığı terör saldırılarını her zaman şiddetle kınamış, terörizmin hiçbir şekilde meşru kılınamayacağını vurgulamıştır.
Türkiye teröre karşı mücadelede başarının yolunun uluslararası işbirliğinden geçtiği inancıyla, bu alandaki çağrılarını her vesileyle tekrarlamaktadır.
Orta Doğu’da sorunlar çeşitlenmiş ve iç içe geçmiştir. Bu sorunların temelinde bulunan Filistin meselesinin öncelikle çözümü şarttır.
Önümüzdeki dönemde yapılması öngörülen Orta Doğu toplantısının barış sürecinde bir dönüm noktası olmasını ve iki devlet temelinde bir çözüme ulaşılmasını umuyoruz.
Öte yandan, barış sürecinin diğer kanallarının da açılmasını ve böylelikle sonuca ulaşılmasını arzu ediyoruz.
Filistinlilerin sosyal ve ekonomik şartlarının iyileştirilmesinin hem barış sürecine hem İsrail’in güvenliğine katkıda bulunacağına inanmaktayız. Bu düşünceyle Dışişleri Bakanlığım döneminde Ankara Forumu projesini başlattık. Bu projenin mümkün olan en yakın zamanda sonuçlandırılması için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Sayın Devlet Başkanı Peres’e bu projeye verdiği destekten dolayı ayrıca teşekkür ederim.
Türkiye’nin, bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesi, bölgede mevcut enerji ve potansiyelin halklarımızın refahının ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi için kullanılması amacıyla gayretlerini kararlılıkla sürdüreceğini bu vesileyle teyit etmek isterim.
Sayın Başkan,
Bugün yaptığımız görüşmelerde, ikili ilişkilerimiz ile bölgesel ve uluslararası gelişmeleri, ilişkilerimize egemen olan karşılıklı güven ve içtenlikle ele aldık. İlişkilerimizin, ülkelerimizin ve halklarımızın ortak yararı doğrultusunda her alanda daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesi yönündeki kararlılığımızı yineledik.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin çok parlak bir geleceğe sahip olduğunu bir kez daha teyit etmenin mutluluğuyla, Zat-ı Devletleri’ne sağlık ve mutluluk diliyorum. Türkiye ile İsrail arasındaki güçlü dostluğun ve İsrail halkının refahının devamını temenni ediyorum.”