KUDÜS’ÜN GİZEMLİ TARİHİ
Son zamanlarda Kudüs denilince bazı arkadaşlarım her şeyi biliyormuşçasına yorumlar yapıyordu. Meğerse Pelin Çift, bir TV Programında Kudüs gündemiyle misafir ağırlamış. Konuştukça konuşmuşlar ve izlendikçe izlenmişler. Bir programda Kudüs dinleyen herkes de Kudüs uzmanı kesilmiş başımıza.
Pelin Hanım bu programı bir de kitap olarak hazırlayıp satışa sunmuş. Ne de olsa yeni trend iyi para kazandırıyor. Misafiri yani asıl konuşmacısı Prof. Dr. Faruk Harman’mış. Muhabbetlerimizde konu Kudüs’e geldiğinde; yok Pelin Çift şöyle demiş… yok Pelin Çift böyle demiş diye başlayan cümleleri hatırlayınca gülüyorum. Yahu kitabı Pelin Çift yazmamış sadece Faruk Harman’ın programında söyledikleri kitaba aktarılmış. Ne yalan söyleyeyim Kudüs’e beraber gittiğim bir kardeşim “Siz bize Kudüs te bir çok şeyi yanlış anlatmışsınız, Pelin Çift kitabında…….. diye yazmış” diye serzenişte bulunduğunda kitabı henüz okumadığım halde “Pelin Çift Hristiyan hikayelerini anlatıyordur, gerçekleri ne bilir ” diye cevap verdiğimde kitabı okumam gerektiğini hissettim. Ne de olsa okumadan yorum yapmak yanlış olurdu.
Ve Pelin Çift ile Prof. Dr. Ömer Faruk Harman’ın televizyon programlarının dökümü olan kitabı aldım okudum.
Gerçekten de tam bir Hristiyan ve Yahudi algısındaki Kudüs ile karşılaştım kitapta. Dinler Tarihi alanında profesörlük unvanını taşıyan Harman gerçekten Kudüs’ü neredeyse Hristiyanlığın ve Yahudiliğin şehri gibi sunmuş bizlere. İslam beldesi Kudüs anlatılırken o kadar çok hurafe ve hikaye anlatılmış ki şaşırdım.
İşin aslı bir tv programı ayrıdır, kitap ayrıdır diye düşünürdüm hep. Çünkü tv de bir belge, dipnot, açıklama gerekmeden konuşursun. Ama kitap öyle değildir. Bir iddian varsa belgesini koyarsın. Bir alıntın varsa dip notta alıntı yaptığın kaynağı verirsin. Kısaca kitaplarda hikaye anlatmazsın tabi eğer hikaye kitabı yazmadıysan. İşte hep böyle düşünürdüm ama bu kitap fikirlerimi birbirine kattı. Bi kamyon hikaye var ne dipnot ne belge ne açıklama hiçbir şey yok.
Kitap biterken, Hristiyanların Kudüs algısındaki birçok şeyi öğrendim, Yahudilerin Kudüs algısındaki bildiğim ama eksik olan bilgileri tamamladım asıl en önemlisi İslamiyette ki Kudüs’ü ne kadar hurafelere dayalı ve hatalı anlattıklarını gördüm. Gerçi belki de bir Hristiyan ve Yahudi de bu kitabı okusa kendi Kudüs algılarını bildiklerinden onlar da ne çok çarpıtma var diyebilir.
Hani belki yahu kitabı eleştiriyorsun ama yanlış dediklerinden bir örnek ver de inanalım diyenler olabilir. En basit ve en bariz örneği vereyim o zaman. Kitabın 187. sayfasında Aksa Camii anlatılıyor. Hemen yan sayfasında yani 186. sayfa da da fotoları var. Kıble Camii’ni Aksa camii yapmaları hadi neyse denecek bir hata ama asıl sorun “Aksa Camii’nin Ömer Camii olarak anılmasını” açıklamaya çalıştıkları ilk paragrafta bahse konu Hazreti Ömer’in yaşadıkları bu cami ile alakalı bile değil. Konu Kıyamet kilisesinde geçmektedir ve bugün Kıyamet Kilisesinin hemen önünde Hz. Ömer Camii yer almaktadır. Yani bu paragrafta bahsedilen cami ile bunların Aksa camii dedikleri gerçek adı Kıble Camii olan Mescid-i Aksa bahçesindeki yapı ile birbirinden alakasızdır. Maalesef konuşmacının kim bilir neyi düşünerek anlattığı bu hikaye, kitapta da hiç düzeltilmeden aynen basılmış ve ortaya komik ve hatalı bir durum çıkmış. Daha neler neler…
Bu kitabı okuyanlara tavsiyem; kitabı okurken bahsedilen Kudüs’ün tarihinin bizim değil, özellikle Hristiyanların sonrasında Yahudilerin Kudüs’ünün kendilerine uyarladıkları tarihi olduğunu unutmayın.
Tevfik YAZICILAR
18-11-2016