Dindar değil, kumarbaz bir nesil
Bir dindar nesil tartışmasıdır almış başını gidiyor. Hani konuşulanları, yazılanları görseniz zannedersiniz ki mevcut hükümetin bir dindarlaşma girişimi var. Başbakan Erdoğan’ın “dindar nesiller yetiştireceğiz” sözlerinin ardından cümbür cemaat saf tutmaya ve AKP’nin veya CHP’nin ardında toplanmaya başladı. Görünüşe bakarsanız biri açıklamasının ardında dururken diğeri de bu ifadeyi yere çalmaya çalışıyor. Peki ya gerçekler bunlar mı? AKP’nin yani mevcut hükümetin böyle bir amacı ve çalışması var mı?
Gerçi Tayyip Erdoğan meclis kürsüsünden yaptığı açıklamayı “Böyle bir şey yok. ABD’de, Avrupa’da bir çok yerlerde, birçok üniversiteler, liseler var. Türkiye’de Saint Joseph seni niye rahatsız etmiyor? St. Benoit seni niye rahatsız etmiyor? Buralarda okuyan yavruların aldıkları eğitimler, seni niye rahatsız etmiyor? Bak beni de rahatsız etmiyor. Verdiği eğitime-öğretime bizim müdahalemiz diye şu 9 yıl içerisinde bir şey oldu mu? Olmadı. Verin eğitimi-öğretimi. Herkes nereye giderse oraya gider. Buralardan nereye giderse oraya gider. Ama bizim derdimiz başka.” sözleriyle yalanladı ama hala halkımız gerçekleri görmemekte ısrarcı davranmaya devam ediyor.
Peki, işin aslı ne? Türkiye’de neler oluyor?
Örneğin; “dindar nesil” açıklaması yapan Başbakan’ın, genç neslin kumarbaz olması için yaptığı çalışmalar nasıl göz ardı ediliyor anlamıyorum. Kumar batağına düşen gençlerimize yardım eli uzatması gerekenlerin adında Milli ibaresi geçen Piyango İdaresi aracılığı ile sayısal oyunlar adlı kumar oyunlarına verdikleri destekler nasıl normal görülebilir ki?
Geçtiğimiz günlerde Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Sayısal Oyunlar Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğü girdi. Peki, yürürlüğü girdi de ne oldu. Artık süpermarketler, marketler, kuruyemişçiler, kırtasiyeler, cep telefoncular, bilgisayar satıcıları gençleri zehirlemek ve bu kumar alışkanlığına düşürmek için Sayısal Loto bayiliği alabilecekler. Kısacası hükümet kumarı öyle basit ulaşılır hale getiriyor ki, kuruyemişçide, markette kumar oynamayı mümkün kılıyor. Hatta bu işe çok fazla başvuru geleceğini düşündüğünden gençlere kumar oynatmak için başvuranlar arasında kura çekeceğini ve kurada çıkanlara bu bayilikleri vereceklerini belirtiyor.
AKP Hükümeti, yürürlüğe giren yeni yönetmelikle gazilerimizi de kumar oynatıcılığına teşvik ediyor ve memur ve kamu görevlerini yaparken terör eylemi sonucu yaralanan, sakatlananlara çekilişsiz kurasız sayısal oyun bayiliği veriyor. Hükümet bu yönetmelikle bununla da yetmez diyor ve alışveriş merkezleri, garlar, otogarlar ve havalimanları gibi insanların yoğun olduğu yerlerde de kuraya gerek olmadan kumar oynatma izni vereceğim diyor.
Elbette ülkemizde açlık ve sefaletle imtihan olan büyük kitlelerde son şans olarak değerlendirdikleri bu kumar oyunlarına meylediyor. Hükümetin doğalgaza son üç ayda % 36, 5 elektriğe % 20 zam yaptığı bir dönemde memura ilk altı ayda sadece % 3’lük bir maaş zammı verdiği gerçeği ortada dururken gençlerin niye kumara yöneldiklerini merak eden olmaz.
Örneğin; Spor Toto Teşkilatı Başkanlığı’nın bünyesinde yer alan İddaa oyunu 2011 yılını 4 milyar 890 milyon TL hasılatla kapattı. Ziraat Bankası’nın 2011’i 3 milyar 713 milyon TL’lik kâr ile kapattığını düşünürseniz kumar batağına düşen gençlerimizin ne kadar çok olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz.
Kısacası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir yandan “dindar nesil” diyor ama iş faaliyete gelince “kumarbaz bir nesil” için elinden gelen tüm kolaylığı sağlıyor.
Tevfik YAZICILAR
01 Nisan 2011