3 yaş öncesi çocuğunuz ekrana temas etmesin!
Çocukların cep telefonu kullanım sorunları, anne ve babanın davranışlarından kaynaklanıyor. Ebeveynlerin rol model olduğuna dikkat çeken uzmanlar, “Eve ilk geldiğinizde başka hiçbir şey ile ilgilenmeden 10-15 dakika sadece çocuklarınıza odaklanın ve yakın temas içerisinde iletişimde bulunun” tavsiyesinde bulunuyor. Uzmanlara göre evde akıllı telefonlar ya da tabletler sadece konuşma amaçlı kullanılmalı ve teknolojik aletler kapatılmalı.
Fransa’da okullarda öğrencilere cep telefonunu yasağı getirildi. Yeni düzenlemeye göre anaokulu, ilkokul ve ortaokullarda cep telefonu kullanımı tamamen yasaklandı. Liselerde ise lise yönetiminin isteğine göre kısıtlamaya gidilebilecek. Fransa’daki yasak, çocukların doğru cep telefonu kullanımını gündeme getirdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Onur Noyan, çocukların mümkün olan en geç yaşta ekran ile tanışmalarının en doğru olduğuna dikkat çekti.
İlk 3 yılda ekranla tanıştırılmamalı
Beyin gelişiminin yoğun olarak devam ettiği ve öğrenmenin en üst seviyede olduğu ilk 3 yaş içerisinde kesinlikle ekran ile temas etmemelerinin önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Onur Noyan, bilgisayar, telefon ve tablet kullanımına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Cep telefon kullanımı ile ilgili net bir yaş sınırı söylemek mümkün değil. Bazı araştırmalar okul yaşına gelene kadar cep telefonu, tablet ya da internet kullanmamanın gerekli olduğunu belirtse de pratikte çok fazla mümkün değil. Çocukların mümkün olan en geç yaşta ekran ile tanışmaları en sağlıklısı olacaktır. Beyin gelişiminin yoğun olarak devam ettiği ve öğrenmenin en üst seviyede olduğu ilk 3 yaş içerisinde kesinlikle ekran ile temas etmemeleri önemli. 3 yaşından sonra ise belirli sınırlar içerisinde kısıtlamalarla kullanımları sağlanmalı.”
Telefon ya da bilgisayar kullanımı sınırlamasında aile tutumlarının önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Onur Noyan, “Aileler de bu sınırlara katı bir şekilde uymalı ve çocuklarının da kendi kontrollerini edinmeleri için örnek olmalılar. İlk başlarda günlük 5-10 dakikalık periyotlarla kullanıma izin verilmeli. Tablet ya da telefonlar, çocukların ellerinden ani bir şekilde alınmamalı. Kendilerine zamanın bittiği belirtilerek kendi kendilerine bırakmalarının sağlanması sağlıklı olanıdır” tavsiyesinde bulundu.
Aileler örnek olmalı
Çocuklar ve gençlerin öncelikle sınırlara ihtiyaçları olduğunu ifade eden Doç. Dr. Onur Noyan, “Bu konuda aileler ve okullar aynı bakış açısına sahip olmalılar. Teknoloji sürekli elinin altında iken bir çocuğunun kendisini uzak tutması neredeyse imkânsız bir durumdur. Bu konuda aileler müdahalede bulunmalı, sınırlamalar getirmelidir. Ebeveynlerin çocuklar için rol model olduğunu düşündüğümüzde sürekli elinde telefon ile ilgilenen ebeveynini gören çocuk telefon/tablet kullanımının uygun olmayan bir davranış olduğunu düşünemez. Bu bağlamda öncelikle ebeveynlerin çocuklarına rol model olmaları gerekmektedir” diye konuştu.
Eve gelince sadece çocuğunuzla ilgilenin
Anne babanın çocukla iletişiminin önemine işaret eden Doç. Dr. Onur Noyan, tavsiyelerini şöyle sıraladı:
“Ebeveynler eve ilk geldiklerinde başka hiçbir şey ile ilgilenmeden 10-15 dakika sadece çocuklarına odaklanmalı ve yakın temas içerisinde iletişimde bulunmalıdır. Sonrasında mümkünse akıllı telefonlar ya da tabletler konuşma amaçlı dışında kullanılmamalı.
Evde belirli bir saatten sonra teknolojik aletler kapatılmalıdır. Çocuklarla geçirilen zaman ne kadar kaliteli ise çocuklarla kurulacak iletişim de o kadar kuvvetli olur. İyi iletişime sahip olan çocuklar kendilerine güvenen bireyler olarak internet ve sosyal medyaya daha az ihtiyaç duyarlar.
Çocuğunuzun hobisi olsun
Günümüzde teknolojiyi ve interneti toptan yasaklamak yerine çocuklarımıza kurallar çerçevesinde kullanmayı öğretmemiz gerekiyor. Güvenli bir arkadaş çevresinde hobileri olan, spor yapan gençler yetiştirmemiz gerekiyor. Bu konuda gerekirse okullarda teknoloji ve internet kullanımı ile ilgili dersler verilmesi düşünülebilir. Sonuç olarak çocukların cep telefonu kullanım sorunları aslında çocukların kendisinden değil, anne ve babaların davranışlarından kaynaklanmaktadır. Bu konuda daha duyarlı, sınırlı koyan, çocuklarıyla iletişim içerisinde olan, çocuklarına örnek olan ebeveynler bu sorunu kolaylıkla aşacaklardır.”