Yaşamdaki denge, fantastik aksiyon romanlarının merkezinde!
Geleneksel fantastik romanlarda işlenen iyi-kötü, güzel-çirkin gibi zıt kavramlar, yeni nesil romanlarda yerini grinin farklı tonlarına bıraktı. Kaos, düzen, değişim ve denge kavramlarıyla kurgulanan fantastik evrenlerde geçen olaylar örgüsüne yön veren bu tür kitaplar, okuyuculara zıtlıkların terazisi olan dengenin yaşamdaki rolünü gösteriyor. Acımasız bir evrende geçen aksiyonlarla dolu bir maceraya davet eden fantastik aksiyon romanları, onlarca yıllık bir emeğin eseri olarak Türk kadın fantastik yazarlarının yıldızını parıldatıyor.
Yazar Burcu Çömezoğlu, uzun soluklu fantastik roman serisinin ilki olan Büyügeçirmez & Şifacının Gözü adlı kitabında kaos, düzen, değişim ve ebedi denge kavramlarıyla kurguladığı fantastik evren aracılığıyla okuyucuları filmleri aratmayan aksiyonlarla dolu bir maceraya sürüklüyor. Kitabının uzun yıllara dayalı bir emeğin eseri olduğunu belirten Yazar Burcu Çömezoğlu, yaşamdaki dengeyi merkezine alan fantastik ve aksiyonla dolu bir evrende geçen akıl almaz olayları derin bir kurguyla ele aldığına dikkat çekiyor.
133 yıl sonra gelen bin yıllık sözde barış
Fantastik aksiyon türünün en yeni temsilcisi olan kitabında kurguladığı 11 boyuttan oluşan Büyügeçirmez evreninin her boyutunun özgün coğrafik ve politik özelliklere sahip olduğunu belirten Yazar, “İnsanların yanı sıra elf, cüce, peri gibi doğaüstü varlıklarla yeni ırkların da yaşadığı boyutların her birinin kendi içinde farklı düzen ve dengesi bulunuyor. Büyügeçirmez’in hikayesi boyutlar arasında kopan büyük savaştan 133 yıl sonra gelen bin yıllık sözde barış süreciyle başlıyor. Kitabımın ana karakteri olan Bard, tamamen büyünün hakim olduğu bir dünyada, büyünün işlemediği çok büyük bir gücün temsilcisi olarak kaos ve düzen arasında kalan evrenin ihtiyacı olan dengeyi sağlıyor. Büyünün kontrolsüzce kullanılması ya da gücünü kaostan alan varlıklar gerçeklik perdesine zarar veriyor ve bu da boyutlardaki yaşamı tehdit ediyor. Ancak Bard, tıpkı yaşamdaki gibi dengeyi yaratan fonksiyonuyla evrenin devamlılığını sağlıyor. Gerçeküstü ve vahşi, büyü egemen bir dünya olarak tasarladığım evrende yaşamın devamlılığı boyutlar arasındaki dengenin korunmasına bağlı” ifadelerinde bulundu.
Denge felsefesini derinlikli olarak işliyor
Kitabın ana karakteri olan Bard’ın kahraman olmayı dilerken kendi içinde duyduğu şüphelerin kararlarını ciddi ölçüde etkilediğine dikkat çeken Burcu Çömezoğlu, “Denge felsefesini derinlikli olarak işlediğim kitabımdaki tüm karakterler klasik epik fantastik kurgulardaki gibi siyah-beyaz, iyi-kötü gibi zıtlıkların aksine griyi temsil ediyor. Bu da kitabı geleneksel fantastik edebiyatın ve modern karanlık bakış açısının güzel bir harmanı haline getiriyor. Kitabımdaki fantastik unsurları çıkardığımızda gördüğümüz evren dünyamıza oldukça benzer. Kitabımdaki evrende de dünyada olduğu gibi büyük savaşlar ve acılar, kitlesel yok oluşlar gerçekleşiyor ve ardından yeni bir düzen kuruluyor. Amaçlar uğruna savaşlar devam ediyor, çünkü her canlı egoisttir. Günümüz dünyasında ne kadar politika varsa, Büyügeçirmez’in arka planında da o kadar politika var” diye belirtti.
Zıtlıkların terazisi dengeden ilham aldı
Kitabında kurguladığı evrenin temelinde yer alan denge unsurunu grinin farklı tonlarının temsilcisi karakterler ile daha da derinleştirdiğini belirten Yazar Burcu Çömezoğlu, konuyu şu sözlerle açıkladı: “Hayat hiçbir zaman sadece mutluluk ve güzelliklerden ibaret değildir, acı ve keder de barındırır. Bu da bizi yaşatan şeydir. Ruhani yönümüzün kaos ve düzeni arasındaki devinim bizi biz yapar. Hepimiz barış isteriz ama savaşı bilmeden barışın ne anlamı olur ki? Ya da korku ve kuşkuyu bilmeden huzuru nasıl tanımlayabiliriz? Büyügeçirmez’in fantastik evrenini tasarlarken bu zıtlıkların terazisini tutan dengeden ilham aldım. Kitabımın satır aralarında okuyuculara en başta kendileriyle barışmaları, hayatın pişman olacak kadar kısa olmadığını fısıldıyorum. Geriye dönmenin ya da olanlara saplanıp kalmanın anlamsızlığını, en büyük pişmanlıkların kaçırdığımız anlardan kaynaklandığını anlatıyorum” diye belirtti.
Serinin 2. kitabı 2023’te raflarda olacak
Büyügeçirmez & Şifacının Gözü adlı kitabın fantastik evrende geçen uzun soluklu olaylar örgüsünün giriş aşamasını oluşturduğunu kaydeden Burcu Çömezoğlu, “Kitabımdaki hiçbir karakter iyi olmak için çaba sarf etmiyor, kötü olmak gibi bir niyetleri de yok. Sadece denge için ne yapılması gerekiyorsa onun peşindeler. Bu yüzden tüm karakterlerin kendine göre bir gri tonu var. Birinin verdiği bir karar o an için okuyuculara çok anlamsız gelebilir. Ama okudukça, tüm karakterlerin iç dünyasını keşfettiklerinde neden-sonuç ilişkisi kurarak grinin farklı tonlarının ne tür anlamlara sahip olduğunu görecekler. Serinin diğer kitaplarında da grinin farklı tonlarının yaşamın dengesini sağlayan yönlerini örnekleriyle aktaracağım. 2. kitabım Büyügeçirmez & Karaşafak’ı, 2023’in sonunda okuyucularımla buluşturmayı planlıyorum” dedi.