Batı toplumları savaşla yükselmedi
VakıfBank Kültür Yayınları, Cambridge Üniversitesi Siyasi Tarih Profesörü Jason Sharman’ın “Zayıfların İmparatorlukları” eserini yayımlıyor. Kitabında erken modern dönemlerde Batılı medeniyetlerin üstünlüğünün askeri gelişmelerle açıklanamayacağını belirten Sharman, günümüzde Asyalı güçlerin tekrar yükselmesinin ise eskiye bir dönüş olarak görülebileceğini söylüyor.
VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) “Zayıfların İmparatorlukları” isimli kitabı Türkçede ilk kez okurla buluşturuyor. Cambridge Üniversitesi Siyasi Tarih Profesörü Jason Sharman eserinde, iddia edilenin aksine erken modern dönemde Avrupalıların mutlak bir askeri üstünlüklerinin olmadığını tarihi kayıtlar eşliğinde aktarıyor. Türkçe çevirisini Fahrettin Biçici’nin yaptığı kitapta Sharman, Avrupa-dışı büyük imparatorlukların gerilemesinin, Avrupa’da ortaya çıkan bir askeri devrim tezi ile açıklanamayacağını belirtiyor.
Askeri başarıları yok
15’inci yüzyılın sonundan 18’inci yüzyılın sonuna kadar süren Avrupa yayılmacılığı, ilk gerçek küresel sistemleri var etti. Bu nedenle dünya sosyo-siyasal ve ekonomik açıdan dönüşüme uğradı. Dahası, Avrupa, okyanuslardaki varlığını genişletti, bunun nedeni olarak görece üstün askeri güç, daha iyi silahlar ve bunları kullanabilen örgütlenmeler gösterildi… Askeri devrim tezi olarak bilinen bu fikre karşı çıktığını ifade eden Sharman, şöyle söylüyor: “Avrupalıların erken modern dönemde, Batı dışı rakipleri karşısında Avrupa’da bile herhangi kayda değer bir askeri üstünlüğe sahip olduğu görülmemiştir… Genişlemenin öncüleri, devlet orduları ve donanmaları değil, yerel ittifakların çoğaltılmasına bel bağlayan küçük maceraperest gruplar ve imtiyazlı şirketlerdi. Avrupa’nın başarısının asıl sebebi, yerel idarelerin toprak temelli öncelikleriyle çatışmaktan kaçınan deniz stratejisi ve Amerika’da demografik bir felakete yol açan salgın hastalıktı. Aslına bakılırsa, erken modern dönemin büyük fatihleri ve imparatorluk kurucuları, Yakın Doğu’daki Osmanlılardan Güney Asya’daki Babürlüler ve Çin’deki Ming ve Mançu Çinglere kadar Asyalı imparatorluklardı.”
Asya’nın zaferi
Maddi kaynakların bonkörce kullanımı, gelişmiş silahlar, üstün iletişim olanağı, stratejik hareket kabiliyeti, ileri düzey tatbikatlar, tıp ve teknoloji alanındaki yenilikler gibi önemli etmenlere sahip olmak, Batılı olmayan rakipler karşısında zafer kazanmada başarısız olunmasının önüne geçemedi. Kitabında bu argümanı odağına alan Sharman, Avrupa’nın küresel yayılımını, Avrupalıların Asyalı ve Afrikalı büyük güçlerle aralarındaki siyasi ve stratejik farklılıklardan kaynaklanan denizlerdeki üstünlüğü ile açıklıyor, yerel güçlerle yapılan iş birliğine dikkat çekiyor. 19’uncu ve erken 20’nci yüzyıldaki Avrupa hegemonyasının dünya siyasi tarihi açısından geçici ve istisnai bir dönem olduğunu ifade eden Sharman, 21’inci asırda Asyalı güçlerin tekrar yükselmesinin belki de eski normlara bir dönüş olarak görülebileceğini ifade ediyor. Sharman, “ABD ve Batılı güçler, Irak ve Afganistan’daki isyanları bastırmada yaşadıkları başarısızlıkların ardından belki de, sorunları çözme konusunda elli yıl öncesinden bile daha kötü bir konumdadır” sözlerini kaydediyor. Sharman’a göre Batılı hükümetler ve askeriyelerin şu anki hesapları, bölge ve popülasyon kontrolü içeren denizaşırı harekâtlardan kaçınma yönünde. Sharman, bunun gerekçesini şöyle açıklıyor: “Çünkü Batılı kuvvetler kendilerinden daha zayıf hasımlarla karşılaştığında bile böylesi çatışmalarda genellikle kaybeden tarafta yer almaktadır.”
Kitabında, İspanyolların Amerika kıtasına yaptığı denizaşırı savaşları ve Portekizlilerin, Afrika ve Hint Okyanusu’nun kıyı şeridindeki idarelerle 1500’lerden sonra girdikleri ilişkileri inceleyen Sharman, ilerleyen sayfalarda Hollanda ve İngiliz Doğu Hindistan şirketlerinin Güney, Güneydoğu ve Doğu Asya’da yaşadıklarına odaklanıyor. Sharman, ardından da Avrupalıların kendi kıtalarında ve Akdeniz’de, en başta Osmanlılar olmak üzere Müslüman muarızları karşısında 1700’lere kadar kayda değer bir askeri avantaja sahip olmadıklarını detaylandırarak, Avrupa’nın başarılarının nasıl abartıldığını inceliyor. Kitabının son bölümünde ise Sharman, İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar uzanan dönemi değerlendiriyor.
J.C. Sharman kimdir?
Cambridge Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Sir Patrick Sheehy Kürsüsü’nde profesör olan siyasi tarihçi Jason Sharman, Western Australia Üniversitesi’nde tarih ve siyaset bilimi öğretimi gördü. Siyaset bilimi alanındaki doktorasını 1999 yılında ABD’nin Illinois Üniversitesi’nde (Urbana- Champaign) yaptı. Sharman, Bulgaristan Amerikan Üniversitesi, Sydney Üniversitesi, Griffith Üniversitesi bünyesinde kadrolu, St. Petersburg Devlet Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve Londra İktisat Okulu (LSE) bünyesinde ise misafir akademisyen olarak çalıştı. Son derece üretken bir yazar olan Sharman’ın “Zayıfların İmparatorlukları” kitabı, VBKY’den çıkan ilk çalışması.