Krizden Çıkış Yolları
Ne yazık ki tekstil de beklenen kriz senaryoları gerçekleşmeye başladı. Dolardaki ani yükseliş ve borçların katlanması ilk kurbanını tekstil sektöründen aldı. “Hayatta başarılı olamadım. Herkesten özür diliyorum. Ölümümden kimse sorumlu değildir. ” notunu bırakarak intihar eden Denizli’li iş adamı krizin bedelini hayatı ile ödedi. Denizli iş dünyasını şoke eden olay aslında bir gerçeği de gizliyordu. Son üç aylık bilançoya baktığımda Denizli’de on tekstil firması kapanmış on bin işçi işsizler kervanına eklenmiş durumda. Üretimin zor duruma düştüğü şehirde birbiri ardına ilan edilen iflaslar sosyal patlamaya zemin hazırlıyor. Tekstil de kriz senaryoları elbette Denizli ile sınırlı değil. Geçtiğimiz hafta Tekirdağ’da Kayı tekstil fabrikası da 150 işçisinin alacaklarını ödemeden iflas eden firmalar arasına katıldı.
Önceki yazımda da belirttiğim gibi bir yanda iflaslar yaşanırken diğer yanda krizlerden oluşan fırsatlar değerlendirilmektedir. Bir bakıma bu kriz aslında kriz yönetimini bilenler tarafından sancısız bir şekilde geçiştirilmektedir. Kriz yönetimlerini biraz da bu kriz ortamında başarıyla çıkanların sözleriyle incelemek isterim.
Koç’un bir numaralı CEO’su Bülent BULGURLU hafta içerisinde yaptığı bir açıklama ile “Şu ana kadar bir küçülme oldu. Bu dönemde yurtiçinde farklılık yaratan, müşterisinin konforunu arttıran şirketlerin daha az etkileneceğini vurgulamak isterim. Yurtdışında ise AB`deki ekonomik yavaşlamanın etkisini azaltmak için pazar çeşitlendirmesi yapan şirketler krizi derinden hissetmeyeceklerdir.” sözleri ile gündeme damgasını vurdu. Altı çizilmesi gerekenleri cümleden çekecek olursak: Bir krizi yönetmek istiyorsanız kriz anında müşterinin kral olduğunu ve konforuna çok dikkat etmemiz gerektiğini yeterince anlamamız gerektiğidir. Bir diğer altını çizmemiz gereken husus ise, ihracata yönelik çalışmalarımızda ülke çeşitliliğine önem vermemiz gerektiğidir. Nitekim oluşabilecek ekonomik yavaşlamalar bölgesel olacağından diğer bölgelere geçiş kriz yönetiminde önemli bir unsurdur. Bülent BULGURLU bu tespitlerini yaparken ardından da “Nitekim, biz Koç Topluluğu olarak bunu çok daha önceden gördük ve şirketlerimiz pazar çeşitlendirmesi yapma konusunda geçtiğimiz dönemlerde stratejilerini belirlediler ve hedef pazarlarını seçtiler.” sözlerini ekleyerek tespitlerin uygulanan başarılı girişimleri yansıttığını ortaya koyuyor.
Söz ihracatta kriz yönetiminden açılmışken diğer bir örneği de Rodi Giyim Yönetim Kurulu Üyesi, Fetin Kazancı’nın sözleri ile vermek isterim. Kriz günlerini başarılı bir şekilde geçmeyi hedefleyen KAZANCI stratejilerini “Kriz döneminde ihracat yapmanın ne kadar önemli olduğunu gördük. İç pazarla dış pazarın dengelenmesi gerektiğinin bilincine vardık.” Şeklinde açıklıyor. İşte buradan da şunu çıkarmak mümkün: İç Pazar ile dış pazarı dengelemek. Krizinin baş gösterdiği tarihten itibaren, şirketin dış ticaret birimini güçlendirerek, pazar çeşitlendirmesi yönündeki çalışmalarını arttıran KAZANCI risklerini en aza indirme gayretinde çalışmalarına yön vermekte.
Mevcut krizi ihracatta ülkelerin çeşitliliğine önem vererek iç pazar kadar dış pazar arayışları ile kazasız geçirmeyi hedefleyenlere de bir uyarı Hey Group CEO`su Aynur BEKTAŞ’tan geldi. Kök Stratejik Araştırmalar Vakfı`nın Bursa`da düzenlediği “Bursa Tekstil Sanayi: Sorunlar, Bakışlarve Yaklaşımlar” konulu toplantıda konuşan BEKTAŞ Avrupa`da pazar daralsa dahi kaliteli ve zamanında yüklenen üretim yapabildiği takdirde sipariş problemi olmayacağını söyledi. Morallerin bozulmamasını isteyen BEKTAŞ “Korkmak, geri çekilmek, içine kapanmak, bunlar son yapacağımız şeyler olmalı. İşlerimize cesur, atak, korkusuzca devam etmeliyiz. Özellikle küçük işletmelerin zaman geçmeden konsolidasyona başlamaları gerektiğini düşünüyorum. Güçler birleştirilmeli, ölçek büyütülmelidir” sözleri ile birbirinden bağımsız KAZANCI ve BULGURLU’ nun yapmış olduğu açıklamaları destekler mahiyette cümlelerinin yanı sıra altı çizilecek önemli bir cümle daha sarf etmiş oldu: Güçlerin birleştirilmesi. Kriz yönetiminde etkili bir sistem olan güç birlikleri unutulmaması gereken bir açılımdır. 50 ülkede 4 bin satış noktası bulunan Mavi Jeans’ ın hisselerinin %35 ‘ini satarak gerçekleştirdiği TURKVEN ile ortaklığı da bunun en güzel ispatıdır. Güce güç katan birleşmeler kriz yönetiminde kullanılması gereken etmenlerden biridir.
ABD, AB ve yurtiçinde baş gösteren Finans Krizinin etkileri yaşanırken bunların dışında kalan ve henüz etkilenmeyen ülkelerde ise güzel gelişmeler yaşanıyor. Türkmenistan`da faaliyet gösteren Türk şirketleri, ülkede hızla gelişen tekstil sektörüne büyük yatırımlar yapıyor. Türk 5M şirketi, ülke genelindeki tekstil fabrikalarına bir yenisini daha kazandırarak, ilk kadife kumaş fabrikasını kurdu. Birkaç satır önce dile getirdiğim birleşme fonksiyonunu kullanan 5M şirketi Çin`in Cum Shuy şirketi ile kurduğu bu fabrikada verdiği bilgiler gerçek ise ( detaylı bilgiye ulaşamadım) toplam proje maliyeti 28,75 milyon doları bulan fabrikayı Çin teknolojisi ile donattı. Çin, Türkmenistan ile yaptığı anlaşma gereği, fabrikanın projesinin hazırlanması, teçhizatların getirilmesi ve monte edilmesi için 50 milyon yuan faizsiz kredi ve 40 milyon dolar bağışta bulundu. Fabrikanın inşaatını ise 12,6 milyon dolara Türk 5M şirketi gerçekleştirdi. Birleşmelerin güce güç katmasının en güzel örneği olarak da bu birleşme ve sonrasında krize rağmen ortaya çıkan bu fabrikadır. Bir yanda açılış yapılırken diğer yanda temeli atılan iki Türk firması da krizlerden etkilenmeden yatırımların devam edebileceğini bizlere göstermektedir.
Sonuç olarak Finansal Krizin önemli bir argüman olduğunu bilmek gerektiğini ancak korkulacak bir tehtid olmayacağını iletmek isterim. Kriz yönetimi ile aşılabilecek ve fırsatlara çevrilebilecek bir ortamdır. Ayrıca Tekbir Giyim Genel Müdürü Cafer KARADUMAN’ın söylediği gibi “ Dünyadaki krizleri başlatanlar bitireceklerdir.”
Not: Finansal Krize Rağmen Müsiad Uluslararası Fuarında yer alan ve krize meydan okuyan anadolu sermayesini ve Fuara destek olan tüm girişimcileri tebrik ediyor böylesine kapsamlı bir fuarı düzenleyen Müsiad yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Tevfik YAZICILAR
29-10-2008