VBKY’den Nadide Bir Eser: İsmail Gelenbevî’nin “Risaleler”i Yayımlandı
VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), düşünce ve felsefe meraklılarını sevindirecek yeni bir eseri okurlarıyla buluşturdu: 18. yüzyıl Osmanlı ulemasının önde gelen isimlerinden İsmail Gelenbevî’ye ait “Risaleler”. Bu derleme, Gelenbevî’nin modal kipler, zihnî varlık, nefsü’l-emr, var olmayan şeylerin gerçekliği ve bilgisi, mahiyetlerin kendinde sabitlikleri ve vahdet-i vücûd gibi düşünce tarihinin temel problemlerini irdeleyen kısa risalelerini bir araya getiriyor.
VBKY’nin klasikler kitaplığına eklenen bu eser, dönemin entelektüel atmosferine ışık tutuyor. İsmail Gelenbevî, eserlerin genellikle şerh ve haşiye tarzında yazıldığı, klasik dönemin meselelerinin detaylıca incelendiği bir dönemde yaşamış önemli bir şahsiyet. Dil, matematik, geometri, astronomi, mantık ve metafizik gibi farklı disiplinlerle ilgilenen Gelenbevî, bu alanlarda yeni metinler kaleme almak yerine, mevcut sorunları ve çözümleri derinlemesine irdeleyen haşiye, risale ve kısa notlar biçiminde eserler üretmeyi tercih etmiştir.
Editörlüğünü Bilal Taşkın’ın üstlendiği bu derleme, Gelenbevî’nin karmaşık felsefi konulara yönelik çözümlemelerini modern okuyucuyla buluşturuyor. Kitapta sunulan risaleler, özellikle düşünce tarihinde “kadim sorunlar” olarak bilinen ve yüzyıllardır filozofların zihinlerini meşgul eden konulara Gelenbevî’nin kendine özgü bakış açısını ve çözümlerini sunuyor.
VBKY yetkilileri, “Risaleler”in hem klasik Osmanlı düşüncesini merak edenler hem de felsefenin temel problemleri üzerine derinleşmek isteyenler için eşsiz bir kaynak olduğunu belirtiyor. Bu eser, geçmişin bilgelik hazinesinden günümüze uzanan önemli bir köprü niteliği taşıyor.
Kitaptan:
“Denilmiştir ki; haricî gereklilik, zihnî gereklilikten mutlak olarak daha dar kapsamlıdır. Ancak muhtemelen bu söz, mutlak zihnî gerekliliğin, ‘hakkında aklın kesin kanaat getirdiği şey’ şeklinde açıklanması durumunda geçerli olur ki, [burada aklın kesin kanaat oluşturması, doğrudan] iki tarafın [yani gerektiren ve gereklinin] tasavvur edilmesiyle gerçekleşebileceği gibi, başka bir aracı ile de gerçekleşebilir. Şu var ki, bu husus tartışmaya açıktır. Zira “[kenarları eşit olan] üçgenin açılarının eşit olmasının [nef sü’l-emrdeki] gerekliliği” [örneğinde], [150b] zihnî gerekliliğin bulunmadığı noktasında şüphe yoktur. Denilse ki: Burada kastedilen, bir şeyin -bir aracının mülahaza edilmesi şartıyla- zihinde [başka bir şeyden] ayrılmasının imkânsız olmasıdır. Bu durumda söz konusu önerme, bir vakit ya da nitelik şartı ile zorunlu olan önerme gibi olur. Deriz ki: Çift olmaklığın, dört için gerekliliği hakkında ne dersin? Eğer, çiftliğin dörtten ayrılmasının, her iki tarafın tasavvur edilmesi şartıyla imkânsız olduğunu söylersen, derim ki: Bu [şarta göre], beraber tasavvur edilen her iki şey arasında bir gerekliliğin bulunması gerekir ki, bunun geçersiz olduğu apaçıktır. Bu sorundan kaçınmanın tek yolu, bu mutlak kavramı, zihnî gereklilik diye isimlendirmektir. Zira zihnî gereklilik onun bazı fertlerinde bulunmaktadır.”
Yazar Hakkında;
1730’da Manisa’nın Kırkağaç ilçesine bağlı Gelenbe’de doğdu. Asıl adı İsmail’dir, fakat Gelenbevî namı ile anılır. Müderrislik unvanını aldıktan sonra birtakım resmî görevlerde bulunmuştur. Son dönem Osmanlı mütefekkirleri arasındaki önemli isimlerden olan Gelenbevî farklı disiplinlere ilişkin çok sayıda risale kaleme almıştır.