Prof. Dr. C. William Chittick: “İslamiyetle ilgili yanlış fikirleri düzeltmek istiyorum”
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve Kerim Vakfı’nın destekleriyle gerçekleştirilen uluslararası yaz okulu tasavvuf araştırmalarının önde gelen isimlerini buluşturdu. Tasavvuf ve İslam felsefesi alanında araştırmalar yapan, Sufi İslam düşünürleri İbnu’l Arabi ve Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin eserlerini Amerika’daki üniversitelerde okutan Prof. Dr. C. William Chittick, son yazdığı “İlahi Aşk” isimli kitabında İslamiyet’le ilgili yanlış fikirleri düzeltmek istediğini söyledi. Mevlana’nın aslında mevcut olan bir geleneğin parçası olduğunu ve onun daha iyi anlaşılmasını istediğini belirten Prof. Dr. C. William Chittick, aşkın tartışmasının aslında İslami geleneğin merkezi olduğunu söyledi.
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü, 16-29 Temmuz 2018 tarihleri arasında Kerim Vakfı’nın destekleriyle Tasavvuf çalışmaları konusunda yoğunlaştırılmış uluslararası bir yaz okulu açtı. Yaz okulu kapsamında düzenlenen halka açık seminerlerde tasavvuf uzmanları bir araya geldi.
Prof. Dr. Emine Yeniterzi: “Tasavvuf alanında çalışan isimleri bir araya getiriyoruz”
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen yaz okulu halka açık seminerlerinin açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Emine Yeniterzi “Yıllardır rüyaları görülen, arzu edilen büyük bir amaç ve idealdi, bu tip çalışmalar yapmak. Türkiye içinde bu tip çalışmaları akademide yürütmek ve uluslararası platforma taşımaktı. Uluslararası paylaşımların artması, ortaklaşa adım atılmasıydı” dedi. Yeniterzi, dünyada bu alanda çalışan akademisyenleri bir araya getirdiklerini, bundan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
Cemalnur Sargut: “Ortak bir yöntem üzerinde çalışacağız”
Mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nün daha büyüme aşamasında olduğunu ifade ederek İslam’ı anlatmaya çalışan değerli hocalarla bir araya geldiklerini belirterek “Hedef çizerek daha ileri nasıl gidebiliriz. Bunun üzerinde konuşacağız. İnşallah aramızda bir yöntem belirleyerek kendi başımıza değil de ortak bir yöntem üzerinde dünyaya yayılmayı programlayacağız. Yurt dışındaki kürsülerde neler yapacağımızı konuşacağız” dedi. Sargut, dünyanın pek çok yerinden hocaları dinlemeye gelen misafirlerin olduğunu da belirterek gösterilen ilgiye teşekkür etti.
Tasavvufun özünde herkesle hem beraber olmak hem de özgün olabilmeyi becerebilmenin olduğunu belirten Sargut, “Reddetmeden her fikre hürmet ederek pozitif yanlarını alarak faydalı yanlarını alarak enstitüyü bu şekilde geliştirmek, bu tabii ki tasavvufun bence global lisan, dünyaya hitap edecek tek lisan oluşu bu yüzden çünkü her şeyi kabullenebiliyor, her şeyin bir derece olduğunu, herkesin idrakinin bir derece olduğunu anlıyor” dedi.
Tasavvufun önemli isimleri buluştu
Mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen seminerde Prof. Sachiko Murata ve Prof. William C. Chittick gibi tasavvuf alanındaki çalışmalarıyla dünyaca tanınan isimler enstitüdeki çalışmalarını anlattı. Tasavvuf araştırmalarının önde gelen isimlerinden İslam Bilimleri Eğitmeni James Morris ve İslam Araştırmacısı Carl W. Ernst de birer konuşma yaptı ve tasavvuf enstitüsündeki çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.
Prof. William C. Chittick: “İlahi Aşk’ta İslamiyet’le ilgili yanlış fikirleri düzeltmek istedim”
Tasavvuf ve İslam felsefesi alanında araştırmalar yapan, Sufi İslam düşünürleri İbnü’l Arabi ve Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin eserlerini Amerika’daki üniversitelerde okutmakta olan Prof. Dr. C. William Chittick, gösterilen ilgiden çok memnun olduğunu söyledi. Son yazdığı “İlahi Aşk” isimli kitabının Türkçe’ye çevrildiğini belirten Prof. Dr. Chittick, şunları söyledi:
“Bu kitapta benim asıl niyetim şuydu; İslamiyet’le ilgili yanlış fikirleri düzeltmek. Maalesef Kaliforniya’da genel olarak şöyle bir algı var; Mevlana yıllar önce Anadolu’da doğmuş ama aslında İslamiyet’le hiçbir ilgisi yok. Maalesef Amerika’da genelde Hz. Mevlana ile ilgili böyle bir yanılsama var. Tabii ki bizim gibi alim arkadaşlar değil ama popüler olarak Mevlana sadece büyük bir aşık. Herkesin lisanından konuşan ki aslında bu gerçek fakat onlar gerçek öğretisi noktasını kaçırıyorlar maalesef. Ben bu üç kitabımda Hz. Mevlana ile ilgili şunu göstermek istedim: Mevlana aslında istisnai bir durum değil, sadece mevcut olan bir geleneğin parçası ve 100 yıllara taşıyor ve insanların çok fazla bilmediği ya da emin olmadığı bir durumu açık ve seçik bir şekilde açıklıyor. Aynı zamanda Fars şiirini de bize çok güzel bir şekilde ifade ediyor. Cemal; çünkü Allah güzeldir ve güzeli sever. Mevlana gerçekten dünya tarihinde en iyi şairlerden biridir. Onun lisanı birçok fikri mesela İbnu’l Arabi’yi okursanız, onun fikirleri ile biraz karışabilir kafanız ama Mevlana’ya geldiğinizde her şey çok açık ve seçiktir. Onun için ben Mevlana’yı ışığa getirip bir kez daha aydınlatmak istedim. Onun bazı aşkla ilgili bahsettiği şahısları ve Allah’la insan arasındaki aşk açısından olan ilişkiyi ve rabıtayı size taşımak istedim.”
Prof. Dr. C. William Chittick, “Aşkın tartışması aslında İslami geleneğin merkezidir. Daha sonra ortaya çıkmış bir şey değildir. Kuran-ı Kerim’de vardır, hadiste vardır ve ondan sonraki erken dönem diyeceğimiz âlimler de aslında aşktan bahsetmişlerdir” dedi.
Çin’de İslâm Düşüncesi ile İslâm ve Çin Medeniyeti konularında uzman olan Prof. Dr. Sachiko Murata ise Pekin Üniversitesi’nde Kenan Rifai Kürsüsü’nün başkanlığını yürüttüğünü söyledi. Arkadaşlığın ve dostluğun çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Murata, burada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Prof. Dr. Carl W. Ernst: “Bu mirası anlamak lazım”
İslamofobi ile mücadele konusunda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en önemli akademisyenlerden Prof. Dr. Carl W. Ernst ise tasavvuf alanındaki akademik çalışmaların çok yönlü ele alınmasını, birçok disiplinin bir arada incelemesi gerektiğini söyledi. Tasavvuf araştırmalarının sadece bir otoritenin külliyatı olmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Carl W. Ernst, “Ya da bazı şahsiyetlerin bir araya gelişi olmamalı. Yani hiç düşünmeden tefekkür etmeden sadece hayran kitlelerine hitap ediyor olmamalı. Bu aslında çok altın bir mabet olurdu o zaman. Aslında gerekli olduğunu düşündüğüm şey şu; bu mirası anlamak lazım çünkü kısmi açıklanıyor ve kısmi anlatılıyor. Çünkü bazı metinler var, bunlar kesinlikle açıklanmamış daha henüz çalışılmamış. Dolayısıyla bunlar aslında bundan sonra gelecek olan jenerasyonlara daha güzel ışık tutan unsurlar olmalı. Dolayısıyla ben şu modeli aslında öneriyorum; her alandan en iyi âlimi buraya çağırmak lazım. Hatta diğer dinler hakkında yapılan araştırmalar da dahil olmak üzere. Geçmişte bizim yaptığımız tartışmalarda birçok örneklerine baktık bunların ve de gerçekten bazı araştırmalar işe yarayabilir ve lütfen rica ediyorum kendinizi yalnız hissetmeyin. Çünkü sadece siz ve İbnu’i Arabi yok. Birçok başka akademik alanda size yardımcı olacak âlimler var” dedi.
Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’tan akademisyenlere tavsiye
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç ise karete ve Sema dansından örnek verdiği konuşmasında tasavvuf öğrencilerine duygusal yoğunluk dünyalarını bir yana bırakarak araştırmaları, inceleme yapmaları ve okumaları tavsiyesinde bulundu. Prof. Dr. Kılıç, “Akademya bir tekke değildir, bizler de şeyh değiliz. Bizler maç yapan bir sporcu değildir, tıpkı bir gazeteci gibi maçı izleyen ve maçı anlatmaya çalışan yorumcularız” dedi.
James Morris: “Olduğunuz kişiyi yaşayın”
İslam Bilimleri Eğitmeni James Morris ise tasavvufa gönül verenlerin aynı zamanda hem öğrenci hem öğretmen olduğunu belirterek “Hepimiz bir başka öğrenci, bir başka öğretmeniz. Şunu söylemek istiyorum; her ne olursanız olun, kendi himmetinizi yaşayın ve beklemeyin ta ki yaşlanıncaya daha bilge olana, hayatınızda daha iyi bir konuma beklemeyin bunu başka insanlara sunmak, aktarmak için. Eğer olduğunuz kişiyi yaşarsanız, bunu hayata geçirirseniz, hayatınızda karşınıza çıkabilecek herkese yapabileceğiniz en büyük lütuf, en büyük himmet de bu olacaktır. Her ne iseniz o olmak ve bunu hayatınızda karşınıza çıkan herkese olduğunuz gibi sunmak. Ben ayetleri ve hadisleri okurken hep bunu hissediyorum. Herkesi, özellikle Cemalnur Hocamızın dediği gibi; düşmanlarınızın himmetini anlamaya çalışırsanız ki bu hayatta yapılabilecek en zor şey. Eğer ki bunu yapabiliyorsanız, işte o zaman siz gerçekten sadece öte alemde değil bu alemde de hayatın hakkını vererek yaşamış olan kişiler olabilirsiniz” diye konuştu.
Esin Çelebi: “Dinler arasındaki beraberliği anlamak önemli”
Mevlânâ’nın 22. kuşak torunlarından Esin Çelebi de programı izledi. Çelebi, “Önümüzdeki zamanlarda burada her dinden kişiyi davet edelim, bize kendi dinlerini anlatsınlar. Her gün bir arada olmamızın en önemli tarafı herkesin öncelikle kendi dinini çok iyi anlayıp diğer dinlerle olan müşterek taraflarını çalışması ve bize dinler arasındaki ayrılığı değil, dinler arasındaki beraberliği anlatmaları. İnanıyorum ki sulh o zaman daha kolay gelecek dünyaya” dedi.
Program Üsküdar Üniversitesi Televizyonu tarafından canlı olarak yayınlandı. Program sonunda bir hatıra fotoğrafı çektirildi.
Dünyaca tanınan isimler ders veriyor
Uluslararası Tasavvuf Yaz Okulu’nda Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, Dr. Öğr. Üyesi Cangüzel Güner Zülfikar ve Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Bedirhan’ın da yer aldığı geniş bir uzman kadrosu dersler veriyor. Çeşitli eğitim katmanlarını içeren program kapsamında İngilizce Tasavvuf Metinleri lisansüstü dersi, tasavvuf araştırmaları konularında seminerler, Arapça ve Osmanlı Türkçesi tasavvuf metinleri yakın okuma grup çalışmaları ve halka açık paneller gerçekleştirilecek.