İMSAD Gündem Buluşmaları: Türkiye Batılı Olamaz

İMSAD Gündem Buluşmaları: Türkiye Batılı Olamaz

Türkiye İMSAD tarafından düzenlenen Gündem Buluşmalarına katıldım. Türkiye’nin uluslararası konumu, jeopolitik sorunlar, dış politikadaki gelişmeler, 2017 yılı ikinci yarı beklentileri gibi gelişmelerin ele alındığı buluşmada konuşmacılar çok iyiydi. Özellikle dinlemekten keyif aldığım Prof. Dr. Kerem Alkin’in de orada olmasına sevindim doğrusu.

Buluşmada moderatörlüğü yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi Buğra Kavuncu görülmeye değerdi doğrusu. Önce moderatörün yapması gerekenleri sıralayıp sonra da sanki söylediklerini unutmuş gibi bir moderatörün yapmaması gerekenleri ortaya koyarken çok hoştu. Yahu moderator dediğin analizler yapıp konuları ortaya dökmez, konu bellidir ve konuşmacıları taktim ederek sözü ona bırakır. Maşallah Kavuncu sanki konuşmacıydı orada.

Açılışı elbette ki Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan yaptı.  Haziran ayından bu yana gündeme yerleşen Körfez ülkeleri ve Katar sorununun Türkiye’ye yansımalarına değinen Erdoğan, “Son 3 yılda, inşaat malzemesi sektöründe 21.21 milyar dolardan 15.24 milyar dolara düşen bir ihracattan bahsediyoruz. Yine son 3 yıla baktığımızda Libya’da yüzde 79 küçülmüş durumdayız. Rusya’da yüzde 67,  Irak’ta yüzde 54, İran’da yüzde 40, BAE’de yüzde 32 ve Suudi Arabistan yüzde 23 azalma var. Bu ülkelerin toplamındaki kaybımız 3 milyar dolar civarında. Sadece Katar’a ihracatımız son 3 yılda yüzde 50 büyüme gösterdi ama bu yükselişe rağmen ihracat geliri artışı sadece 33 Milyon $ ve Katar toplam ihracatta bu ülkeler arasında son sırada yer alıyor.” Sözleri ile gelinen durumu ortaya koydu bence. Rakkamlara bakın hele. Libyayla % 79, Rusyayla  %  67,  Irakla  %  54, İranla  % 40, BAE ile  %  32 ve Suudi Arabistan’la  %  23 ihracatta küçülme. Vah Türkiyem vahh.

Diğer yandan Türkiye ekonomisi performansının, gelişmekte olan ekonomilerin performansının üzerinde seyrettiğini belirten Prof. Dr. Kerem Alkin ise Türkiyemizin durumunun iyi olduğu ifade etti ama enflasyona dikkat çekmeyi de ihmal etmedi. Ekonomiye yönelik destekler kademeli olarak azalacak diyen Dr. Can Fuat Gürlesel dış politika ve jeopolitik risklerin arttığına işaret etti.

Asıl bomba konuşmacı ise Emekli Büyükelçi Hakkı Akil oldu bence. Roma ve Paris Büyükelçimiz olarak görev yapmış ve bugün Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Baş Danışmanı olan emekli büyükelçi “Belki sizi şoke edebilir ama Batıdaki görevlerim sırasında edindiğim tecrübeye göre Biz Batılı değiliz” dediğinde salondaki gülüşmeler dikkat çekiciydi doğrusu. Roma ve Paris büyükelçiliğimizi yapmış emekli bir bürokratın bu sözü anlamlı bencede.

Tabii büyükelçimiz bu sözü boşuna söylemedi. Akil, “Bizim bir olay karşısında verdiğimiz tepki ile Batılıların verdiği tepki çok farklı. Örneğin Suriyelilere yaptığımız harcama GSMH’nin yüzde 1’ini geçti. Türkiye’de hiçbir zaman bu önemli bir konu haline getirilmedi. Bizim politikacılar da bunu seçim malzemesi olarak kullanmadı çünkü halkın prim vermeyeceğini biliyorlar. Batıda ise değerler daha materyalisttir. Fransa’da sadece 2 bin Suriyeli mülteci vardı. Fransa’da gündem Suriyeli mülteciler oldu. Dünyada, ABD’den sonra ikinci insani yardımı yapan (5.7 milyar dolar) ülkeyiz. Batılı ülke, aynı gayreti gösterse ülke ayağa kalkar. Her kültürün kendine özgü değerleri var. Batının birçok değerini paylaşıyoruz. Artık onları içimize sindirdik. Halkımız bunlara alıştığı için bu değerleri arıyor. Bunlara sıkı sıkıya sarılalım. Ama bizi AB’ya almayacaklarını ve bir denge politikası uygulayacaklarını düşünüyorum. Bizim müzakereleri sürdürmemiz, treni AB rayında tutmamız ve istasyona geldiğimizde halkımıza sormamız gerekiyor.” Sözleriyle de niye batılı olmadığımızı açıkladı.

Bugün dünyada yaşanan birçok gelişmenin, 1990’larda Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile çok dramatik bir değişim içine girmesiyle ortaya çıktığını savunan Hakkı Akil, “ 90’lardan önce, soğuk savaş döneminde din hiçbir zaman önemli bir faktör olarak ortaya çıkmamıştır. Sovyetler Birliği’nden sonraki ideolojik kırılmadan sonra din o ideolojik boşluğu doldurdu ve yerine siyasi bir değer ortaya çıktı. Bu arada 1990’lara kadar, Türkiye’nin Batılılığı hiçbir zaman sorgulanmıyordu. O dönem ideolojik aidiyet duygusu Demir Perde’nin neresinde olduğunuza bağlıydı. Ayrıca küreselleşme akımı başladı. Bu ciddi jeopolitik sonuçlar doğuran bir gelişme oldu. Bizim Müslüman olmamız ve Batının Hıristiyan olmasından dolayı bize bakışları değişti. Yeniden yaptıkları değerlendirmede ‘Türkiye’nin aramızda ne işi var’ demeye başladılar. Batıda, Türkiye’nin Batılı aidiyeti sorgulanmaya başlandı. Küreselleşmeyle birlikte bugünkü Batı ülkelerinde yaşanan gelişmelerin temelinde yatan unsur yeni kimliklerdir. Batıda artık aşırı sağ partilerin birinci parti konumuna geldiğini görüyoruz” dedi.

Hani Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın hep söylediği, kırmızı düşman yerine yeşil düşman oluşturdular sözleri sizinde aklına geldi mi ? Ne diyordu Erbakan “1990’da İskoçya’daki NATO toplantısının arkasından Amerika’daki NATO manevralarında düşman rengi olarak kırmızı yerine yeşil kullanmaya başladı. Ve düşman şehirlerin ismi de Müslüman şehirlerin isimleri ile değiştirildi. Eskiden kırmızı renk Rusya ile anılırdı, şimdi 1990’dan sonra yeşil rengi düşman rengi saydılar ve Müslüman şehirleri düşman şehirler olarak manevralarında kullanmaya başladılar.” İşte sözün özü bu

Tevfik YAZICILAR

17 Eylül 2017

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.