Hocamın Gözlerindeki Tebessüm…
Dün ( 08/08/2010 Pazar ) güzel insanlarla birlikte Ankara’ya Balgat’a bir yolculuk yaptık. Milli Görüş Gençliğinin Hocasına yaptığı bu ziyareti fitne çıkarmak olarak düşünen geçmişini bilmeyen Milli Görüşten habersiz bir takım şubu bucu takımı bu ziyaretten çok rahatsız oldular. Halbuki bizler her yaz Erbakan Hocamızı Altınoluk da yazlığında ziyaret etmekteydik. Elbette bunu bilmeyen kendini Saadet Partili olarak addeden bir kısım şucu bucu takımı Erbakan Hocamızın bu sene mecburi olarak Balgatta olduğunu da bilmemektedir . Hamdolsun bizler Milli Görüş Gençliği olarak dün Hocamızı Balgatta ziyaret ettik.
İstanbul Gençliğinin organize ettiği bu programa oluşturulan “ankarayagidiyoruz@yahoo.com” mail adresine katılma isteğimi belirten bir mail atarak dahil oldum. Gelen cevabi metin gerçekten bu yolculuğa çıkarken doğru bir iş yaptığımı söylüyordu bana. Gelen mailde “ Ankara’ya gidiyoruz organizasyonuna katılacak arkadaşların dikkatine! Muhterem Milli Görüş Gençliği; Dikkat etmemiz gereken birkaç hususu bilgilerinize sunmak istiyoruz. Bu ziyaret tamamıyla Erbakan Hocamıza olan bağlılık ve sadakatimizi arz etmek ve manevi feyzinden istifade etmek için yapılmaktadır. Kimseye veya hiçbir kesime karşı gövde gösterisi değildir. Bundan dolayı lütfen hal, hareket, tavır ve atacağımız sloganlara dikkat edelim. Provokasyonlara gelerek taşkınlık yapmayalım ve aleyhte slogan atmayalım. Organizasyonu yönlendiren arkadaşların talimatlarına uyalım. Ankara programı aşağıda belirtilmiştir” denilerek Ankara programı bizlere sunuluyordu.
Sabah saat 06:00 da Esenler Dörtyol meydanından yanımda www.milligorusportal.com üyesi de olan dostlarım Cihat UÇAR, Mustafa BİTİŞ, İsa PARMAKSIZ ve Faruk AKSU ile birlikte buluşma noktası olan Saadet Partisi İstanbul İl Binasının karşısına doğru yola çıktık. Ankara otobüsleri 06:30 da hareket edeceklerdi. Saadet Partisi İstanbul İl Binasının önüne geldiğimizde otobüslerin il binasının karşısından değil de önünden kalktığını gördük. Hatta Milli Görüş Gençliği hocasını ziyarete giderken bir piknik düzenleyerek eğlenmekte olan İl Gençlik Kollarının da aynı saatte buradan araç kaldırabileceğini düşündüğümden otobüslerin önünde gördüğüm “Ankara’ya gelebileceğini düşünmediğim” bir arkadaşıma, “ Siz sanırım piknikçisiniz, Ankara otobüsleri karşıda mı” diye sordum. Ve aldığım “hayır bu otobüslerle hep beraber Ankara’ya gidiyoruz” cevabı ile gönlümden geçirdiğim şüpheden utandım. Hamdolsun Erbakan Hocamız yeniden bu gençliği bir araya getiren harç oldular.
İl binası önünde hazır olan dostlarımız ile 34 DOK 65 plakalı aracı doldurduk. Son anda yetişen www.milligorusportal.com üyelerimiz Mehmet Ali IŞIK ve Nihat TOPÇU ile birlikte arka koltukları da tamamladık. Bir otobüs Milli Görüşe gönül vermiş gençle birlikteydik. Beşiktaş’tan bindiği bisikleleti ile Cevizlibağ SP İl Binasının önüne gelen İsmail ŞANAL, yine portal üyelerimizden İsmail KAPLAN, ve Esenler Karabayır mahallesinden Ahmet Recai KÜPCÜK ile üç arkadaşımız daha , Şişli’ nin gülü Ali YENER, güzel insan İsmail NUR, Esenler Fatih mahallesinden Sabri ÜLKER, Osman BALTACI , Almanya’dan çağrıya kulak veren Furkan YÜCEL, Bayrampaşa dan Bilal YILDIRIM, İl yönetiminden Ali TAŞKENT, Zeytinburnu’ndan Abdussamet BOYU ve Muhammed Emin HORUZ , Güngören’den Mehmet AYDEMİR, Konvoy araç komutanımız Hüseyin EKİCİ ve şuan burada ismini zikretmediğim toplamda 46 arkadaşımızla yola çıktık.
Nihat TOPÇU’nun dile getirdiği gibi “Hani 1994 ruhu vardı ya. Bugün uzun yıllar sonra bu çoşku o ruhu hissettik”. Otobüslerimiz İl Binasından hareket ederek diğer otobüslerle buluşma noktası olan Mehmetçik Vakfı Benzin İstasyonu tesislerine ulaştı. Peşpeşe tesislere gelen otobüsler her birinin gözlerine “ümit ve aşk” taşıyan yüzlerce Milli Görüşcü genci bir araya getirdi. İstanbul’un yıldızları hasret ve sevgi ile her bir köşede birbirine sarıldılar. Ne çok aynı hedefe kilitlenmiş genç varmış bir kez daha anladım.
Yapılan kahvaltının ardından Ankara’da buluşmak için otobüslerimize ayrıldık. Ali YENER kardeşim yola çıktığımızdan beri kısılmayan o gür ve muhteşem sesi ile otobüse yol bitene kadar marş ve ezgilerde öncü oldu. Bir otobüs genç hepbirağızdan kah “ Adil düzen kurulur, zulumden kurtulunur” marşını kah “ Şehit tahtından rabbe gülümser” marşını dile getirdik. “ Molla Sadrettin mahdumuydu, doğunun ezilen çocuğuydu. Metin Yükseeel…”, “ Bir avuçtuk biz göklere sığmayan”, “ Saadet vakti geldi”, “Bir gün mutlaka”, “Hayat iman ve cihat”, Hak yol İslam yazacağız” gibi onlarca güzel marş ve ezgiyi kimi zaman Osman BALTACI kimi zaman M. Emin HORUZ kimi zaman ise Ali YENER öncülüğünde yol biten kadar azim ve çoşkuyla söyledik. Her bir marş bizleri eskiye götürdü, her bir marş bizleri geleceğe taşıdı.
Sabah 07:00 da başlayan yolcuğumuz 02:15 de Balgat’ta Saadet Partisi Genel Merkezi önünde yer alan Hamidiye Camiinde sona erdi. Otobüsten inerken ikindi sonrası buluşmak üzere sözleştik arkadaşlarımızla. Camiinin bahçesi bizden önce gelen Milli Görüşcülerle dolmuştu. Öğle namazlarımızı kılmak için abdestlerimizi alıp camiye doğru ilerlerken portalımızın en başarılı üyelerinden Ali BEŞYILDIZ ile karşılaştım. Rabbim ondan razı olsun, cüssüsinden büyük yüreği ile bizleri karşılayan Ali kardeşim ile az bir sohbet sonrası portal yöneticilerimizden Emin YILMAZ ile kucaklaştım. Ardından kılınan namazlar…
Hamidiye camiinin bahçesi adeta Milli Görüş tarlasına dönüşmüştü. Hangi yöne baksam bir kardeşimle gözgöze geliyordum. Numan BALCI, Zafer EMANETOĞLU, Hüseyin TERZİ, Ümit BAZ, İsmail AYAN, Ömer SÖNMEZGÜL, Necip Fazıl AKSOY, Atik AKDAĞ gözüme çarpanların sadece bir kısmı. İsmini hatırlamadığım ama bir eylem, bir çalışma, bir hizmet var dendiğinde her daim hazır olan yüzlerce Milli Görüşcü camiinin bahçesinde hazır bulunuyordu.
Alınan kısa soluk sonrası, kılınan namazların ardından gençlerle birlikte “ Hocamıza Sadakat Şerefimizdir.” Pankartının ardında “Mücahit Erbakan”, “ Hocaya sadakat şerefimizidir”sloganları eşliğinde İstanbul Gençliğinin öncülüğünde Genel Merkez binamızın hemen birkaç sokak ötesinde yer alan Erbakan Hocamızın evine doğru binlerce genç yürümeye başladık. Pankartın hemen ardında portalımızın eylem çocuğu Alaaddin KIYAGAN adımlarını hocamıza doğru atıyordu. Dönüp ardıma baktığımda içimden bir “Elhamdülillah” çekiyordum. Binlerce genç hocamıza sadakatimizi sunmaya ve bir kez daha O’nu dinlemeye gidiyordu. Hocasına sevdalı bir gençlik ağır ağır Balgatta hocamızın evine çıkan yokuşu tırmanırken kalplerde tek bir ses vardı. “ Hocam Gençlik Seninle”…
Nihayet Hocamızın evinin bahçesine ulaştığımızda bizleri karşılayan görevliler Hocamızın bizlere balkondan sesleneceğini ifade ettiler. Güneşin altında, sıcağa, terlemeye, güneşe aldırmayan gençlerle konuşma yapmak için hazırlanan balkonun altında omuz omuza vererek beklemeye başladık. Şöyle bir etrafıma baktığımda tüm delileri çevremde gördüm. Erbakan Hocamızın dediği gibi “ Bu davanın delisi olmak gerek”. Ve şimdi ben bu davanın delisi gençlerin arasındaydım. Her biri bu davanın delisi olan binlerce genç burada olmamız gereken yerde hazırdık. Kimin nerede olduğu değil bizim nerede durduğumuzdu bizim için önemli olan. Hocasına giden “Rotamız Ankara Yükümüz Sadakat” diyen bir avuç dava delisi genç omuz omuz vermiş hocamızın konuşmasını bekliyorduk.
Şeriatcı portal üyemiz Ömer ÇELİK hemen yanımda beliriverdi. Vücudu zayıflamışta olsa kendisi dipdiri karşımda duran Ömerime hasretle sarıldım. Ünlü yazarımız Fatih KANLI Hocamızın konuşmasını yapacağı bahçeye sözlüsünden izin alarak geldi. www.milligorusportal ailesi olarak her birimiz bir yerden yola çıkarak bu kutlu günde Hocamızın dizi dibinde toplanıyorduk Hamdolsun.
Önce balkonda Hocamızın konuşma yapacağı Osmanlı armalı koltuk hazırlandı. Ardından İstanbul Eski Gençlik Başkanımız Hüseyin TERZİ ve ondan önceki başkanımız Zafer EMANET göründü balkonda. Ardından Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Atik AKDAĞ yerini aldı. Aynı anda portal yöneticisi Cihat UÇAR kardeşimizde elindeki fotoğraf makinesi ile tüm bahçedeki Milli Görüşçüleri balkondan fotoğraflıyordu. Artık kavuşma anı yaklaşmıştı. Bu davanın içersine “Numancılık” fitnesini sokan Tv Tv, gazete gazete dolaşarak partide vesayet tartışmaları başlatan iflah olmaz Numanistler tarafından son günlerde fazlasıyla yorulan Erbakan Hocamızın gözlerine bir kez daha bakarak “ Gençlik Milli Görüş Liderinin emrindedir.” dememiz için çok az kalmıştı.
Beklenen an gelip Hocamız evinin balkonunda göründüğünde Balgat’ta o bahçede bulunan tüm Milli Görüş Gençliği hepbir ağızdan “Mücahit Erbakan” diye selamladı liderini. Seslerini arşa yükselten, yürekleri titreyen alınları açık, dik duran yüzlerce genç hocasının karşısındaydı. Olması gereken yerde olan, Hocasının yanında yer alan yüzlerce Milli Görüşçü “İşte ordu, işte komutan” sloganını hakkettiği gibi dile getiriyor ve Liderinin dudaklarından dökülecek kelimeleri bekliyordu. Dakikalarca süren tezahüratlar hiç bitmeyecek zannettim. Yürekler topluca atıyor ve hocam sana sadakat şerefimizdir diyordu adeta.
Balkonun altında önce “ savunan adam” şiiri dile getirildi ardından Talha Acarlıoğlu bahçede bulunan yüzlerce genç ile birlikte “ Bir avuçtuk biz cennete susayan, Düşmez dilimizden sökülmez kalbimizden, en kutlu sözdür bu Lailaheillah…” marşını okudu. Balgat’ta Lailahe illallah sesleri yankılanırken Liderimiz sadakat sözünü tutan yüzlerce genci seyrediyordu balkondan.
Bahçede yer alan binlerce genç sustuğunda Liderimiz sözlerine başladı. “Bugün 8 Ağustos 2010. Böyle bir günde Milli Görüşçü gençlerimiz olarak yaptığınız bu sürprize candan teşekkürlerimi sunuyorum. Allah hepinizden razı olsun.” Dediğinde hepimiz ne kadar güzel bir ziyarette bulunduğumuz anladık . Karşısında yüzlerce genç gören Liderimizin gözlerinin içi gülerken yüzüne yansıyan o tebessüm halini ömrümün sonuna kadar unutmayacağım. Adete mutluluğu yüzüne yansıyan Hocamız “Türkiye’mizin muhtelif bölgelerinden büyük zahmetlere katlandınız. Bir gençlik seli halinde bendenizi evimde ziyarete geldiniz. Bu sevgi tezahürünüzden dolayı sizleri, bir yandan Türkiye ve insanlığın kurtarıcıları olarak alnınızdan öpüp bağrıma basarken, öbür taraftan unutulmaz sevgi gösterinizden dolayı da hepinizi gözlerinizden öpüp, bağrıma basıyorum.” diye seslendiğinde ise gerçekten İstanbul’dan kalkıp Ankara’ya gelmiş olmanın önemini tüm vücudumda hissettim.
Hele koltuğunda yüzünden eksik etmediği tebessümü ile “ Bütün Balgat, mahallemiz ve bahçemiz sizlerin imanı ile bugün tarihi bir gün yaşamaktadır, unutulmaz bir gün yaşamaktadır Allah razı olsun.” dediği o an bu bahçede olması gerekipte bu yolculuğa çıkmayan İstanbul’da evlerinde, kafelerde, parklarda, eşlerinin yanında bulunan dostlarımın neler kaybettiğini düşündüm.
Ardından konuşmasının başlıklarını sayan Milli Görüş Liderimiz Sayın ERBAKAN Saadet Partisi Genel Başkanı Numan KURTULMUŞ ve Saadet partisi GİK üyelerine talimatı iletti Balgatta evinin balkonundan. “ Milli Görüş olarak önümüzdeki en kısa zamanda yeni bir fevkalade kongre yapacağız” ifade aynen böyleydi. Kongreye hazırlanalım, kongre yapalım, kongre yapın felan değil. Kesin ve net bir talimat “kongre yapacağız”. Umarım Milli Görüşü 60 partiden biri yapma heveslisi Numanistler hocamızın talimatına biran önce uyar. Umarım bizler de Hocamızın bu talimatının bir an önce gerçekleşmesi için üzerimize düşen vazifeyi yerine getiririz.
Hocamız konuşmasında Anayasa değişikliği oylamasında tüm yetersizliğine rağmen Evet oyu vermenin faydalı olacağını, eski anayasaya nazaran bir adım olsun daha ileri gitme manasını taşımaktadır, eskisi bundan daha kötüdür diyerek tüm Milli Görüşçülere anayasa oylamasında Evet deme emrini verdi. Evet oyu vereceğimizi açıklayan Liderimiz bu vereceğimiz “Evet” lerinin anlamında “ne bu beklediğimiz anayasadır manasını taşır, ne de AKP nin icraatlarını beğenmek manasını taşır.” Bakış açısının yer aldığını da unutmamazı tembih etti.
Sonrasında milletvekili seçimleri için çalışmalarımıza bugünden itibaren başlamamız gerektiği belirten Hocamız sözü bir kez daha kongreye getirdi. “Çalışmaya önce fevkalade büyük kongre ile başlayacağız. “ diyerek en kısa zamanda kongrenin yapılması emrini tekrarlamış oldu. Milli Görüş Lideri sayın ERBAKAN kongre emrinin ardından Saadet Partisini temel esaslarından saptırmaya çalışan Numanist guruba “ Başka partilere heves edip de Türkiye’de 60 tane parti var onlar şöyle yapıyor bizde böyle yapalım demek çocukluktan başka bir şey değildir.” diyerek seslendi. Saadet partisinde fitne çıkarmaya çalışan Numancı guruba “ Biz bu kongreyi Temel Esaslarımızı teminat almak için yapıyoruz. Değişiklik heveslerine mahal bırakmamak için yapıyoruz. 60 tane partiden birisi olursan sonra yok olur gidersin, helak olursun.” diyerek yapılan yanlışlara bir dur denilmesi talimatını verdi.
Milli Görüşün Temel Esaslarını anlatan Hocamız adil düzenden başka Türkiye’nin meselelerini çözecek bir anlayışın bulunmayacağının da altını çizdi. Mevdudiden aktardığı bir hadis ile cihadın önemini, cihadın ömür boyu nafile namaz ve oruç ibadeti yapmaktan eftal olduğunu anlatarak bahçede bulunan gençlere “ Siz bugün Türkiye’nin muhtelif yerlerinden toplandınız. Buraya çıktınız geldiniz. Cenabı Allah kalbinizi biliyor. Buraya cihad için geldiğinizi biliyor. Yani aç açıklar doysun insanlık saadet bulsun, iyilik için buraya çıkıp geldiğinizi biliyor. Şu gelişinizde almış olduğunuz sevap ömür boyu nafile namaz kılıp oruç tutmak gibidir.” Dediği anda bu bahçede omuz omuza duran gençler olarak bu cihad da yer almaktan onur duyduk.
“Cenabı Allah’tan en kısa zamanda Zafer nasip etmesini ve gelecek sene bu bahçede iktidarı kutlamamızı nasip buyurmasını diliyorum” sözünün ardından yanında bulunan Zafer EMANETOĞLU’ na elini uzatması ve ardından Zafer Başkanın elini öpmesi ile, tutup elini havaya kaldırması bana 1998 de İstanbul Büyükşehir Florya Tesislerinde gerçekleşen iftar programı sonrasında orada bulunan Numan Kurtulmuş’u işaret ederek “Numan Kurtulmuş, Türkiye kurtulmuş” sözünü hatırlattı. O gün bu sözü Numan beyin Genel Başkanlık yolunda kullanan fitnecilerin bugün Zafer duasının ardından Zafer Emanetoğlu’ nun kaldırılan elini Genel Başkanlığa taşıyıp taşımayacağını merak ettim. Allah’tan Zafer başkanın geçmişten bu güne nasıl geldiğini ve Liderine sadakat ve sevgi ile bağlılığını biliyoruz.
Ardından boşalan bahçe, inilen yokuş ve başladığımız noktada Hamidiye Camiinde kılınan ikindi namazları. Kısa bir yemek arası sonrasında başlayan İstanbul’a dönüş yolculuğu. Susmayan ilahilere ve marşlara devam eden bir otobüs Milli Görüşçü. Ne Ali YENER sıkıldı marşlara öncülük etmeye nede M. Emin HORUZ. İstanbul’a varana kadar birbiri ardına eskilerden marşlar söyledik topluca.
Araç Komutanımız Hüseyin EKİCİ’nin araç mikrofonundan “Bu yola niye çıktık, orada niye Mücahit Erbakan diye bağırdık hepsinin bilincindeyiz. Biz bu programa katılan yüzlerce gençle bir dip dalga oluşturduk. Şu sıkıntılı süreçte gazetede hocamızın adının anılmadığı, TV5 de yayınlanmadığı, internet sayfalarında açıklamalarının fitneye sebep olacak diye kaldırıldığı bir süreçte, herkesin sessiz kaldığı bu süreçte biz bir dip dalga oluşturduk. Hocam şuana kadar kimseyi, kabul etmedi ama Şuurlu İstanbul Gençliğini kabul etti. Ve göreceksiniz bu dip dalga ile yarın öbürgün tüm teşkilatlar Hocamızın yanına akın edecektir. Hamdolsun bu ilk bize nasip oldu” sözlerinin ardından mikrofona otobüste bulunan Milli Görüşçüleri
yaşanılan gün hakkında fikirlerini aktarmaları için davet etti.
Almanya dan izni dolayısı ile gelen ve Hocaya ziyareti duyunca yerinde durmadan hemen koşan 17-18 yaşlarındaki yakışıklı genç Furkan YÜCEL mikrofonu eline alınca “ Hocamızın elini ilk defa öpme fırsatı buldum. Hamdolsun. Ben buraya gelirken düşündüm ki hiç tanıdığım yok, ben böyle yalnız ne yapacağım dedim. Sonra düşündüm ki hepimiz dava kardeşiyiz. Yalnızlık çekmeyeceğimi ümit ettim, ve elhamdülillah öyle oldu. “ dedi.
Zeytinburnu AGD eski ilçe başkanı Abdussamet BOYU “ Tarihi günleri yaşıyoruz., safların netleştiği kimin Hakkın yanında kimin ihalelerin peşinde olduğunun açığa çıktığı günleri yaşıyoruz. Hamdolsun hakkın yanında yer alıyoruz.” Derken, Ahmet Recai KÜPCÜK “ daha önce de Ankaraya gelmiştim. Ama bu programda çok duygulandım. Ben eskiye çok gidemiyorum ben 1994 lü yılları bilmiyorum. Ben Saadet partisi ile Milli Görüşle tanıştım. Saadet Partisi ile Milli Görüşü sevdim. Ne yaşadımsa Saadet Partisi ile yaşadım. Bunlar hep Erbakan Hocamız sayesinde oldu. Şimdi bizler de Hocamızın istikametinde devam ediyoruz. Hocamıza sadakatimize devam edeceğiz.” Dedi
Ahmet Recai KÜPCÜK sözleri arasında öyle bir betimleme yaptı ki sormayın. “Şuna şahit oldum Fazilet döneminde de aynı şey oldu. Şimdi de oldu. Ak saçlı, siyah saçlı ayrımı. Bugün gerçek siyah saçlılar neredeymiş bütün medya bütün Türkiye gördü. Biz siyah saçlılar olarak Hocamızın yanındaydık. Gençler Hocasının yanında.”
Yaşananları kısaca özetleyen Nihat TOPÇU ise konuşmasının bir kısmında “ Ağzımızı açtığımız zaman aslında konuşmaya hakkı olmayanların bizi ayet ve hadislerle susturmaya çalıştığı bir dönemin içindeyiz. Elhamdülillah Liderimiz bunlara gerekeni söyledi” diyerek günün özetini yapmış oldu.
Hamdolsun bir kutlu yolculukla Ankara’ya Balgat’a Hocasının yanına giden Milli Görüşçülerin arasında yer aldım. Hocamın konuşmasına başladığı anda öğlen sıcağını bize hissettirmemek için güneşin önüne duran bulut kümesine şahit oldum. Hocamın Milli Görüş Gençliğine uzun yıllar sonra ilk kez bu kadar büyük bir sevgi ile tebessüm ettiğini gördüm. Hamdolsun olmam gereken yerde oldum…
Not: Bu güzel ziyarette görüşüp adını yazmayı, anı paylaşmayı unuttuğum tüm dostlarımdan af dilerim. Rabbim sizlerden razı olsun.
Tevfik YAZICILAR
09-08-2010