Erbakan’a Rağmen

Erbakan’a Rağmen…

Herşey Fazilet Partisinin 1. Kongresinde başladı. Milli Görüş camiası kongre öncesi kartel medyasının yayınları ve parti içersinde kulisçilik faaliyetlerini yürüten azınlığın çalışmaları sonucu kongreye tarihinde ilk olarak çift liste ile girerek bir ateşin fitilini yakmış oldu.

Yenilikçilik Hareketine doğru ilerleyen sürece çıkarılan gömlekler damgasını vururken açılan dava sonucu kapatılan Fazilet Partisinin yerine iki parti kurularak kişilerin duruşları belli oldu. 54. Hükümetin efsane Başbakanı ve Milli Görüş’ün lideri Prof Dr Necmettin ERBAKAN’ın yanında olan ve ona itaat edenlerin birleştiği Saadet Partisi ve 4 eğilimi birleştireceğini iddiasıyla ortaya çıkan soldan sağa büyük bir yelpazeyi kucaklayan, belli bir inanç ve idealleri olmayan birçok kesimi içeren Adalet ve Kalkınma Partisi artık ayrı kulvarlarda siyaset yapmaya devam edeceklerdi. Halbuki Fazilet Partisi kongresinde delegelere seslenişinde “FP’nin bölünme, parçalanma diye bir sorunu yoktur. Tehditlerin, baskıların olduğu, çuvallarla transfer teklifinin yapıldığı dönemde bir kişi bile çözülmedi. Ama bizim sorunumuz bölünmek, parçalanmak değil, büyümektir, iktidar olmaktır. Biz maalesef dışımıza karşı tavizkar ve çekingen, kendi içimizde ise acımasız oluyoruz. Bunun değişmesi gerek. Haklı olduğumuz yerde, haklarımızı koruma dirayetini ve direncini göstereceğimize söz veriyorum. Bugün bu iş bitecek. Bundan sonra hepimiz iktidar için koşturacağız.” diyen Abdullah GÜL Genel Merkezin dik duruşu ve Erbakan’ın aday olmama çağrısına rağmen girdiği adaylık yarışında kullanılan 1195 oyun 663 ünü alarak Milli Görüş içersinde Korkut Özal’la başlayan Erbakan’a rağmen siyaset yapma geleneğinin devamcısı oldu.

I. YENİLİKCİLER FAZİLET KONGRESİNDE

Milli Görüş’ün ilk defa tanıştığı bu itaatsizlik kavramı o günlerde medyada çokca tartışılmakta ve manşetlere taşınmaktaydı. Ömrünü Siyonizmle savaşla geçiren Sayın Erbakan’ı bir kez olsun tastik etmeyen ve köşelerinde hakkında olumlu bir haber vermeyen anlı şanlı köşe yazarları medya organlarında bu yeni oluşumu desteklemekte ve Yenilikçiler kavramı ile Sayın Erbakanla kavgaları sürdürürken akıl almaz bir şekilde parti tavanından bir kısım yöneticiyi destekliyorlardı. Günlerce gazetelere, televizyonlara yansıyan bu destek seramonisi Milli Görüş tabanı içersinde de bir kırılma oluşturmayı başarmış bir Yenilikciler tabanı oluşturmayı başarmıştı. Parti toplantılarında, mahalle başkanlarının konuşmalarında, çay ocaklarında artık Erbakan’a ragmen siyaset geliştiren akım konuşulmaya başlanmış ve camia artık bu gençlerin elinde hükümete yürüyeceklerine inandırılmıştı.

Ne yazık ki istenilen olmadı. Sayın Erbakan’ın zamanında müdahalesi ve çevresinde bu lunan bir avuç yürekli dostlarının dik duruşu ile Genel Merkezin hata yapması engellenmiş ve ileride parti değiştirerek Milli Görüş saflarındayken sahip oldukları dünya görüşünü yok sayan ABD merkezli bir dünya görüşüne sahip olanlara Fazilet Partisi kongresinde dur denildi. Bu da medyanın ve dış güçlerin Milli Görüşün delegeleri karşısında yenilgileri hanesine eklenmiş oldu. Kongre sonrasında toz duman olan etrafta ne doğru bir karar alındığı ancak yıllar sonra dün sadakat sözleri verenlerin iktidarda gerçekleştirdikleri icraatlar sonrasında anlaşılmış oldu.

Yalnız dikkat çeken bir olay daha oldu ; Fazilet Partisi içersinde kulis yapanlar ve gazete manşetlerinde destek sözleri savuranlar yine eskiden olduğu gibi Erbakan düşmanlıklarına devam ettiler. Zamanı gelince Milli Görüş camiasında Erbakan düşmanlığını bilinç altına yerleştirmek için sinsice susarak yeniden saldırıları için zamanını beklemeye başladılar. Çünkü hesaplarına göre Milli Görüş ancak liderine rağmen bir yönetim seçecek tabana sahip olursa yokolmaya mahkum edilebilirdi.

*****
Süreç sonrasında Türkiye AKP Hükümeti ile tanıştı ve geçen yıllarda geniş halk kitlelerinin desteğine rağmen içten içi bir başkaldırıyı da yüreğinde besledi. Türkiye’de oluşturulan alternatifsizlik iddiaları yüzünden yönelinen AKP kadroları kendilerinden beklenilen icraatları yerine getiremeyerek halk arasında huzursuzluklar meydana getirmeye başladı. Hayatından ve hükümetten memnun olmayan ancak mecburiyetler ve sözümona alternatifsizlikler yüzünden AKP ye oy veren Türk Halkı sesini medyaya duyurabildiğinde Milli Görüş içersinde Erbakan’a rağmen siyaset peşinde olanlar yeniden gün yüzüne çıktılar.

İSTİFA ETME GELECEK SENİN

Gelinen süreçte 2004 yılında Mehmet BEKAROĞLU ile birlikte adı istifa söylencelerinde geçen ancak daha sonra son dakika manevrası ile istifa etmeyen Numan KURTULMUŞ, medyanın desteği ile AKP ye transfer haberleri ile gündeme bomba gibi düşüyordu. Mehmet BEKAROĞLU kaleme aldığı kitabında o günleri özetlerken “Bir hafta içinde istifa edecektik ama Numan Kurtulmuş’tan böyle bir hareket gelmedi. O gün bugün Numan beyin niçin istifa etmediğini kendi ağzından öğrenmiş değilim. Aklıma birçok şey geldi ama bunları hiç dillendirmedim. Siyaset bir yana bana göre bu bir kişilik sorunu idi. Numan Kurtulmuş ile herhangi bir çalışmada birlikte olma şansımız kalmamıştı. Değişik çevrelerden öğrendiğime göre Kurtulmuş’un istifa edeceğini duyan bazı insanlar “yanlış yapıyorsun. Bekaroğlu farklı, Sen bu siyasi hareketin geleceğisin. İstifa edersen yanlış yaparsın” demişler. Kurtulmuş da istifadan vazgeçmiş.” cümleleri ile günümüze projeksiyon tutmaktadır. Ardından gelen Genel Başkanlık seçimlerinde tekrarlanan kulis faaliyetleri ve son anda Recai KUTAN’la Genel Başkanlığa devam kararı ardından seçimlere tek liste ile giren Recai KUTAN tarafından partiden ayrılmayacağı açıklanan Numan KURTULMUŞ. Bu siyasi hareketin geleceği olarak lanse edilen Sayın KURTULMUŞ kongre sürecinde medyaya yansıyan adaylık tartışmaları içersinde Genel Başkan Yardımcı olmasına rağmen medya ve kuliscilerin desteği ile İkinci Yenilikçiliğin öncüsü durumuna getirilmeye başlanıyordu. Genel Başkanlığa aday olamadığı kongre süreci sürekli teşkilatlarda konuşularak kulisçi gurup ve medya desteğiyle Genel Başkanlığa yeniden hazırlanırken 22 Temmuz Seçimleri öncesinde daha önce oynanan Yenilikçilik oyunlarının benzeri medyada manşetlere taşınıyordu.

1. SIRA ADAY AFİŞİ YOK

Medyada günlerce manşetlere taşınan “AK Partiden Numan Kurtulmuş Transferi” haberleri 22 Temmuz seçimlerine gölge ederken Sayın Erdağan’ın Fazilet’ten itibaren Sayın KURTULMUŞ’u saflarına katmaya çalışmaları medya da boy boy yer alıyordu. İşte tamda bu sırada KURTULMUŞ ile ERDOĞAN’ın gerçekleştirdikleri yüzyüze görüşme ve yapıldığı idda edilen transfer teklifinin sonucunun henüz belli olmadığı haberleri ile süslenen ve henüz hala yalanlanmamış olan buluşma sonrası girilen seçim de afişlerini dahi bastırmayan Numan KURTULMUŞ görüntüsü Erbakan’a ragmen siyaset yapanların dikkatinden hiç kaçmadı. İstanbul’dan birinci sıra milletvekili gösterilen Numan KURTULMUŞ seçim boyunca bir tek afişte yer almıyor ve adete Genel başkan olamamayı protesto ediyordu.İşin ilginç olan tarafı bu tutumu dikkat çeken Milli Görüş saflarında genç bir başkan aniden Türkiye’de medyada yer almaya ve taktir görmeye başlıyordu. AKP ye geçmesi ile AKP saflarına kazandıracakları, SP de kalması halinde mutlaka Genel Başkan yapılması gerekliliği üzerine Erbakan’a nazire yaparcasına medyada gündemde tutulan konu o günlerde neredeyse Numan Beyle girilecek bir seçimde SP nin baraj sorunu olmayacağını düşündürmeye yetmişti tabandan gelen İkinci Yenilikcilik kuliscilerine. Ancak beklenilen olmadı. Numan bey Erbakan’a rağmen ne AKP ye transfer edilebildi ne de Genel Başkan koltuğuna oturtulabildi. Milli Görüş tabanı bir kez daha Erbakan’a rağmen siyaset yapanlara yenilgi yüzü tattırmış oldular.

***

Bu gün birkez daha Erbakan’a ragmen siyaset yapanlar dervere girdiler ve Milli Görüşün geleceğine rol biçmekle meşkuller. Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN tarafından hiç bir toplantıda dile getirilmeyen ve önerilmeyen Numan KURTULMUŞ’un Genel Başkan ilan edilmesi için gerçekleştirilen çalışmalar Milli Görüş camiasında hayretler oluşturmaktadır.

ONUN GELECEĞİ MİLLİ GÖRÜŞÜN GELECEĞİ Mİ ?

Saadet Partisinin Genel Başkan Yardımcısı olarak Türkiyeyi gezen ve konuşmalar yapan Sayın KURTULMUŞ camia içersinde bir kısım tarafından görevini yapan gittiği illerde kendi siyasi geleceğini değil de Milli Görüşün geleceğini aktaran bir başkan olarak görürken diğer bir kısım da yansıyan görünümü ile bu çalışmaları gelecek kongreye şahsi hazırlık olarak değerlendirerek “Görev istenmez verilir” düsturu ile hareket edilmesi gerektiği hatırlatılarak yapılanları uygun bulmadıklarını Genel Merkeze iletmekteydiler. Konuşmalarında sık sık Milli Görüşün geleceğini kendi geleceği ile ilişkilendiren KURTULMUŞ’u uyaran il ve ilçe başkanlarının tepkilerinin arttığı ve Genel Merkeze duruma el koymalarını hakkında isteklerini ilettikleri bir dönemde ise KURTULMUŞ un istifa ettiği haberi bir kez daha gündeme düştü. Mayıs 2007 de yeniden hazırlık safhasına geçen medya ve kulisciler Türkiyenin önde gelen haber kurumları ile üçüncü kez Erbakan’a ragmen siyasete ve Milli Görüşü bitirme çalışmalarına başladılar.

NEDEN FATİHTE ÖZEL OFİS ?

İstifa haberi yanında AKP ye geçmesi ile AKP saflarına yapacağı katkılar ile şişirilerek yeniden Türkiyede popülaritesi medya ve bazı kalemşörler tarafından arttırılan KURTULMUŞ bu dönemi sessizlik ile geçirmiş haberler karşısında kayıtsız kalmıştır. Genel Başkan Yardımcısı olduğu partide gündeme bomba gibi düşen bu haber karşısında bir basın açıklaması yapmayan ve görmezden gelen Numan KURTULMUŞ’un bu tavrı bir yerlere gelecekte yaşanılacakların sinyalini veriyordu. Medyada olanca futursuzlukla tartışılan istifa haberleri esnasında Numan KURTULMUŞ’un Ankara yerine İstanbul İl Binasında kendisine bir oda tahsis edilmesi isteğiyle başlayan ancak bir katın KURTULMUŞ’un ekibi tarafından işgal edilmesine kadar ilerleyen süreç başlamış oldu. Daha önce Tayip ERDOĞAN krizini yaşamış olan , İstanbul İl Teşkilatı tarafından duruma müdahale ederek İstanbul İl binasında bir katın tahsis edilmesi ve özel görüşmelerin yapılmasının engellenmesi ile sonuçlanan parti içersinde krize dönüşmeye başlayan sorun kulis ekibi tarafından İstanbul Fatih de bir ofis kiralayarak çözüldü. İstifa sessizliğinde oluşturulan ve kısmen basın kuruluşlarında heberleri yapılan ofiste gerçekleştirilen çalışmalar henüz gün yüzüne çıkmamış olmakla birlikte Milli Görüşün ve KURTULMUŞ’ un geleceği ile ilgili olduğu kesindir.

GİK ÜYELERİ İLE YAT GEZİSİ Mİ ?

Medya da yer alan ve istifa gibi sessizlikle geçiştirilen bir diğer haber ise aynı dönemlerde Eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu’nun da katıldıkları KURTULMUŞ tarafından organize edilen yat gezisi oldu. İstanbul İl Kongresinde delege seçimine nüfus etmesi Saadet Partisi İl Teşkilatı ve Genel Merkez tarafından engellenen ve Genel Merkez delege seçimlerinde ilçelerin tercihlerini kendi listeleri ile değiştiremeyen kulisçilerin yat gezisinden sonra yayına sundukları haberler bir başka sırrı gündeme taşıdı. Bir Genel Başkan Yardımcısının Genel Başkanlık için Genel Merkez üyeleri ve İstanbul’ un tanınmış siyasetçileri ile birlikte bir yatta yapmış olduğu iddaa edilen ve bugün dahi yalanlanmayan haberler Milli Görüşün ve Numan KURTULMUŞ’ un geleceği ile ilgili gezide alınan kararların gölgesi altında zamanı gelene kadar sessizliğe gömüldü.

MEDYA DESTEK GÜCÜ !!!

Her iki olayda da dikkat çeken bir diğer konu ise haberlerin medyaya sızdırılmış ( verilmiş ) olmasıydı. İstanbul Fatih’te oluşturulan çalışma ofisini üst edinen bir takım kuliscilerin Milli Gazeteden, Sabah Gazetesine geniş açılımlı bir çerçevede gazeteci ve medya mensupları ile yakın ilişkilerde olduğu bilinmektedir. Sızdırıldığı iddaa edilen bu gibi haberlerin kasıtlı yapıldığı ise gözden kaçan bir husustur. Kulislerin gücünü ispata yönelen Erbakan’a ragmenciler medyada sızma haber gibi gösterdikleri bu güç gösterilerini , delegeyi ve Sayın Erbakan’ı etkilemek ve partinin güçlü isimlerinin Erbakan’a rağmen seçtirebilecekleri bir adayın yanında olabileceğini ispat etmek için kullanmışlardır. Kongre sürecine girilirken oynanan bu oyunda Genel Merkezin bir adayı olduğu ve onunla özel görüşmeler yaptığı intibası oluşturulmak istenmiş ve bu gibi haberler hep aynı kaynaklar tarafından servis edilmiştir. 

OGUZHAN ASİLTÜRK NASIL PASİFİZE EDİLMEK İSTENDİ

Medya gücü ile kulis faaliyetlerinin en tepe noktası ise Erbakan’a rağmen Genel Başkan seçtirme telaşında olanlar tarafından adayları Numan KURTULMUŞ’ un karşısında engel olarak gördükleri Oguzhan ASİLTÜRK ü yıpratma haberleri ile kendisini göstermiştir. Bir anda diğer iki haber gibi aynı kişiler tarafından yayın organlarına servis edilen haber ile Sayın ASİLTÜRK parti içersinde seçtirmeye çalıştıkları adayın karşısında teşkilatlarımız nazarında yalnız ve tek muhalif olarak lanse edilerek karalanmaya çalışılmıştır. Haberin detayları incelendiğinde ustaca masa başında hazırlandığı ve Milli Görüş tabanına bir dikte de bulunduğu apaçık belli olmaktadır. “Partinin ağır toplarından Şevket Kazan’ın yanı sıra SP Genel Başkanı Recai Kutan’ın da genel başkanlığın Numan Kurtulmuş’a devredilmesi yönünde açık tavır koyduğu öğrenildi.” denilerek Milli Görüş yöneticileri tarafından ortaya konmayan bir bilgi bir karar olarak gösterilerek kendi tercihlerini delegelere sunmakta olan Erbakan’a Rağmenciler bu yolla iki kazanç murat etmişlerdi. Hem Recai Beyin ve Şevket beyin desteğini almış gibi görünecekler hem de Genel Başkanlık yolunda engel gördükleri Oguzhan Beyi “Asiltürk’ün yeni parti hazırlığı yaptığı da kulislere yansıyan son gelişmeler arasında yer alıyor. Kuracağı partinin adının “Huzur Partisi” olduğu iddia ediliyor.” Sözleri ile suçlayarak kulis faaliyetlerine devam edecekler. Gündeme düşen haber ile Genel İdare Kuruluna bir mesaj gönderen masa başı habercileri güçlüden yana yer almanın doğru olacağı ve gelecekte Genel Başkan olarak hazırladıkları adaya destek vermelerinin gerekliliğini satırlarında ifade ederken Oguzhan ASİLTÜRK’ ü de parti tabanında sevilmeyen ve tabanı anlamayan kişi ilan ederek bertaraf etmeyi hesaplıyorlardı. Ancak Oguzhan Beyin zamanında ve net açıklamaları “Ayrıca Milli Görüş Partileri’nde, kişilerin beklentilerine değil, istişarelerin sonucuna göre karar verilir. Bu istişareler en geniş kapsamlı bir şekilde yapılır. Ve istişareden çıkan neticeye bütün teşkilatlarımız uyar.” Erbakan’a rağmen Genel başkan seçtirme hevesinde olanlara tokat gibi cevap oldu.

İSTANBULUN TERCİHİ

Oguzhan ASİLTÜRK Genel Merkezin henüz bir istişaresinin olmadığını ve kapsamlı istişareler sonucunda bir karar açıklanacağını söylerken Saadet Partisinin çalışma prensiplerini ortaya koyuyor ve istişare sonuçlarına verilecek değerin altını bir kez daha çiziyordu. Tamda işte bu noktada teşkilatın motor gücü İstanbul İl Teşkilatında istişare toplantıları başlıyor tüm alt birimlerin fikir belirtmeleri ve aday tercihleri dinleniyor ve İstanbul’un tabanının tercihi olarak istişareler sonucu çıkan isimler Genel Başkan adayı olarak Genel Merkeze gönderiliyordu. Kulisçiler için sonun başlangıcı da bu andan itibaren görünmeye başladı. Tüm medya manipülasyonları, Genel Merkez baskıları, teşkilatlarda besledikleri yandaş ajanlarına rağmen İstanbul İl Teşkilatından yükselen “O ne diyorsa o” tercihi Saadet Partisine Genel Başkan atamaya kalkanlar için sonun başlangıcı oldu. İstanbul İl Yönetimi, Gençlik Kolları, Hanımlar Kolları ve Anadolu Gençlik Derneğinin tüm birimleri ortak ses olarak Genel merkeze Erbakan ne diyorsa biz onu kabul ederiz derken tercihlerinde “ O ne diyorsa o” seçiminden sonra yüzdelikte birçok farklı isimden sonra alt sıralarda Numan KURTULMUŞ adını telaffuz ederek Türkiye’ye bir mesaj veriyordu. 

BAŞKAN AÇIKLANDI HABERLERİ NEYİ HEDFLİYOR

Son çare olarak dün Milli Görüş’ü yok sayan ve kabul etmeyen ERBAKAN’ı yaşlandın artık dinlen diye görmezden gelen köşe yazarları ile devreye girerek teşkilatın bu duruşunu gizlemeye çalışan kulisciler, yaptıkları yayınlar ile Numan KURTULMUŞ’la Milli Görüşün AKP nin en büyük rakibi olduğunu ve bu işin sadece Sayın KURTULMUŞ’la olabileceğini ortaya sürerek bu büyük infiali gizlemeye çalıştılar. Gazetelerin manşetlerine yansıyan ve Milli Görüşcüleri şaşırtan olaya göre Numan Beyin başkanlığında olabilecek bir seçimde iktidar ortağı olarak gösterilen Saadet partisi imajı akıllara Fazilet Kongresini getirdi.

“Atılım ve açılım” kongresi olarak ilan edilen kongre öncesi son kozlarını oynayan Erbakan’a rağmen siyaset geleneğinde olanlar medyadan aldıkları destek ile Milli Görüşün geleceğini bir ismin Genel Başkanlığına bağlarken bu teşkilatın mensuplarına açıkça hakaret etmekteydiler. Kongre yaklaşırken “tek aday” haberleri ile delegeyi yönlendirmeyi, “Başkanlık Divanından tek aday kararı” haberleri ile yöneticileri yönlendirmeyi ve en sonunda “İl Başkanları Toplantısında tek aday kararı” haberleri ile de teşkilatları yönlendirmeyi hedefleyen kulisçiler tek bir şeyi değiştiremediler ; Bu teşkilat O ne diyorsa o diyecektir. 

Tüm çalışmalarına rağmen bir tek yöneticiden açıklama alamayan, karar diye sundukları haberleri onaylatamayan, teşkilat ve delegeden umduğunu bulamayan Milli Görüşün sonunu hazırlamaya çalışan guruh şimdi yeni planlarını hazırlıyorlar.

Ancak bilmedikleri ve hesap edemedikleri bir konu var.

Milli Görüş’ü bitiremeyecekler. Bu teşkilat içersinde kir barındırmaz. Bu teşkilat içersinde olanları kirlettirmez…

Saadet Partisi İl teşkilatları bu oynanan oyunu görmüştür. Milli Görüşün geleceğini bir kişi veya kişilerin geleceği ile bir tutmayan delegeler bu oyunu görmüştür. Bir çiçekle bahar olmaz diyenlere her bahar bir çiçekle başlar diyen Prof. Dr Necmettin ERBAKAN’a bağlı olan teşkilatlar bu oyunu görmüştür.

Erbakan’a rağmen bu partiye bir Genel Başkan seçtiremeyeceksiniz.

Bu partinin Genel başkanını ancak Milli Görüşün Lideri yaptığı istişareler sonucunda belirler ve açıklar. O’nun beyanlarına, Genel Merkezin yapacağı resmi açıklamaya kadar medyaya yansıyan tüm haberler Milli Görüşü yıpratmaya çalışanlar tarafından tezgahlanan oyunlardır. Ancak ve ancak istişareler sonucunda açıklanacak olan aday genel Başkan olacaktır. Adaylar kuliscilerin kulisleri ile değil Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN’ın onayı ile Saadet Partisine Genel Başkan olabilir. 

Erbakan’a rağmen bu partide siyaset geleneği oluşturamayacaksınız.

İSTİŞARE VE İTTATIN ANLAMI

Bu partinin O’nun tarafından seçilen Genel Başkanına bu teşkilat itaat edecektir. İstişareler süresince fikirlerini belirtecek, eksikleri dile getirecek, olması gerekenleri önerecek ve istişare sonucunda eksiksiz itaat edecektir. Bu teşkilat istişareyi de, istişare sonucuna itaat etmeyi de bilir. Milli Görüşcü olmakla Milli Görüşe birşey katmadığını, Milli Görüşcü olmakla kendine değer kattığını bilen teşkilat mensupları bunun tersini iddaa eden kuliscilere gerken dersi verecektir.

Erbakan’a rağmen …

Son sözü Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN söyleyecektir. Tıpkı İl Başkanları İstişare toplantısında söylediği gibi : “Partiyi Anap-Dyp yapacak birine teslim edip yönünden döndürmeyeceyeceğiz. 40 yıllık gelenk bozulamaz”

 

Tevfik YAZICILAR

10 Ekim 2008

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.