
Hz. Muhammed’in Hayatına Dair Arşivlik Bir Eser: “Allah’ın Kulu” Yayımlandı
VakıfBank Kültür Yayınları, İslam düşüncesi ve Hz. Peygamber’in hayatına odaklanan önemli bir çalışmayı okuyucularla buluşturdu: Denis Gril’in kaleme aldığı ve Güllü Yıldız’ın dilimize çevirdiği “Allah’ın Kulu”. Bu eser, kalbini tamamen Allah’a adamış olan Hz. Muhammed’i (s.a.v.) Müslüman İslam kaynaklarına dayanarak tasvir etme çabasıyla öne çıkıyor.
VBKY’nin “İnsan ve Toplum” kitaplığına eklenen bu değerli çalışma, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çok yönlü kişiliğine derinlemesine bir bakış sunuyor. Peygamber Efendimiz, bir toplumun kurucusu, bir yasa koyucu, bir savaş komutanı ve fatih olarak pek çok şekilde tanımlanmıştır. Ancak Denis Gril, bu kitabında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) her şeyden önce tüm dikkatini ve kalbini Allah’a adamış, vahiy alan ve bu vahyi kendisine iman eden insanlara ulaştıran bir kul olduğunu vurguluyor.
Gril, Hz. Peygamber’in ailesine, sahabesine ve insanlara ilahi bilgiyi öğretirken sürekli Rabbi ile beraber oluşunu, onun ayırt edici özelliklerinden biri olarak ele alıyor. Müslümanlar, Hz. Peygamber’in sözlerini, fiillerini ve takrirlerini dinin temel kaynağı olarak kabul etmiş ve her dönemde ona uymayı, Allah’ı sevmenin ve Allah’a yaklaşmanın yegâne yolu olarak görmüşlerdir.
Yazar Denis Gril, Hz. Peygamber’in bu özelliklerini, Müslüman cemaatin asırlar boyunca aktardığı ve yaşadığı şekliyle İslam kaynaklarını kullanarak tasvir etmeye çalışıyor. Kitabın ana kaynakları arasında Kur’an-ı Kerim, siyer (Hz. Peygamber’in hayatını anlatan eserler) ve hadisler (Hz. Peygamber’in sözleri) yer alıyor. Gril, İslam’ın öncü isimlerinin temel kaynakları üzerinden, onların Hz. Peygamber’de en güzel örneği nasıl bulduklarını da bu eserde gözler önüne seriyor.
“Allah’ın Kulu”, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatına dair akademik derinliği ve kaynaklara dayalı yaklaşımıyla hem araştırmacılar hem de geniş okuyucu kitlesi için önemli bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor. Kitap, Hz. Peygamber’in örnek şahsiyetini daha yakından tanımak isteyenlere kapsamlı bir perspektif sunuyor.
Kitaptan:
“Allah, kelamını ve kitabında korunan ilmi insanlara indirerek, melek ve resul ikilisi aracılığıyla onları kendisine çağırır. Buna karşılık Peygambere tamamlayıcı bir görev yüklenmiştir; insanları Rablerine doğru bir yol izlemeye çağırmak: “De ki: İşte bu benim yolumdur; ben ve bana uyanlar, basiretle Allah’a çağırıyoruz. Allah’ın şanı yücedir; ben Allah’a ortak koşanlardan değilim” (Yûsuf 12/108). Yalnızca ilahi bir seçime dayanan nübüvvet ve nebevi vazifeden farklı olarak bu Allah’a davet görevi (ed-da’ve ilâ Allâh) Peygamberin yolunu takip ederek üstlenilebilir. Ancak bu ayetin sonundaki aşkınlık ifadesi, böyle bir görevin, insanlara emanet edildiğinde bile aslında hiçbir ortak tanımaksızın Allah’a mahsus kaldığını gösterir. Bu yüzden Peygamber “Allah’ın izniyle Allah’a çağıran” (Ahzâb 33/46; dâ‘iyen ilâ Allâh bi-izni-hi) olarak isimlendirilir. İzin (izn), çağrının Allah adına ve Allah rızası için yapıldığının teminatını verir. Peygamber, insanlara bir mesajla geri gönderilmiştir. Onları bu mesaja bağlanmaya zorlayamaz ancak onları Allah’a doğru bir yol izlemeye çağırmalıdır. Bu yol da vahyin inişine karşılık veren bir yükseliş gibidir. Peygamber, özellikle teheccüd namazında, Kur’an okuyarak, sonrasında insanlar arasında kişilere ve koşullara uygun bir şekilde yaymak zorunda olduğu bir çağrıya cevap verir.”
Yazar Hakkında;
1981 yılından beri Fransa’da Provence Üniversitesi’nde Arapça ve İslam araştırmaları üzerine dersler veren, Aix-Marseille Üniversitesi’nde Emeritus Profesör olarak çalışan bir akademisyen, çevirmen ve yazardır. Kendisini İbn Arabi’nin eserlerini incelemeye ve aynı zamanda İslam’da velayet konusunu araştırmaya adamıştır. Diğer araştırma alanları arasında İslam maneviyatı ve kutsal metinler yer almaktadır. Arap ve Müslüman Dünyası Araştırma Enstitüsü (IREMAM) üyesidir. Yayımlanmış eserleri arasında İbn Arabi’nin eserlerinin kendisi tarafından şerh edilmiş çevirileri bulunmaktadır.