Türkiye İle İran Arasında Ne Yaşanıyor?
Azerbaycan’da okunan bir şiir… İran’ın çıkardığı gerilim… Pusuda bekleyen ABD ve İşgalci İsrail….Türkiye ile İran arasında son günlerde yaşanan çatışmalı ilişkileri Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin değerlendirdi.
İşte o basın açıklaması:
İran -Türkiye Yakınlaşması mı? Yoksa Anlaşmazlığı mı?
İran ile Türkiye arasında yaşanan şiir krizi ile tırmanmaya yüz tutan diplomatik gerilim, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Zarif arasında gerçekleşen telefon diplomasisiyle sorun büyümeden çözüme kavuşmuş oldu.
Burada tansiyonu yükselten ‘şiir krizi’ çözüme kavuşmamış olsaydı, söz konusu kriz kısa vadede ABD Başkanı Biden’ın ortaya koymayı düşündüğü muhtemel dış politikadaki Pax-Americana düşüncesine ve İsrail çıkarlarına hizmet etmekten başka bir fayda sağlayamazdı. Burada hem Türkiye, hem de İran’ın çıkarları dikkate alındığında, uzun vadede coğrafyamızın iki önemli pivotal gücünün daha akıllı ve işbirliğine dayalı istikrarlı politikalar izlemeleri son derece zaruret arz etmektedir.
Bu cümleden olarak, Tony Curtis ve Sidney Poltier’in alegorik bir anlatımla; ‘Kader Bağlayınca’(The Defiant Ones) filminde aynı zincire bağlı olan fakat düşünsel olarak farklı dünyalara sahip iki mahkûmun birbirlerinden ayrılamamaları ve birlikte hareket etme zorunlulukları, bir bakıma İran-Türkiye yakınlaşmasını da zorunlu kılan örnek bir davranış biçimi niteliğindedir.
Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın üzerine basa basa sürekli olarak ifade ettiği; “Irak ve Suriye’de iç savaş olursa bundan sonra asıl hedef İran ve Türkiye’dir” açıklaması hala zihinlerdeki yerini korumaktadır. Özellikle son dönemlerde İran’da yaşanan suikast olayları salt İran’ın değil, Türkiye ve tüm bölge ülkelerinin de istikrarsızlaştırılmalarına yönelik sinsi bir hamledir.
Bu nedenle, İran-Irak Savaşı, Körfez Savaşı, Suriye İç Savaşı’ndan çıkarılacak büyük dersler vardır. Özellikle Körfez Savaşı, Amerika’nın sürekli olarak dillendirdiği ‘ Yeni Dünya Düzeni’nin tatbikatı niteliğinde idi. ABD, bölge ülkelerini zayıflatabilmek adına uygulamak istediği en önemli argüman olan etnik ve mezhep ayrıştırılmasına yönelik politikaların Başkan Biden ile birlikte aynen devam etmesi beklenmektedir.
Ezcümle, Suriye’de meydana gelen iç savaştan önce Suriye ile Türkiye arasındaki yakınlaşma öyle bir düzeye gelmişti ki, ekonomik, ticari, kültürel gibi gelişmeler başta olmak üzere, birçok alanda önemli değişimler meydana geldi. Hafız Esed döneminde hayali bile kurulması mümkün olmayan bu yakınlaşma politikaları mucibince Şam’daki bazı üniversitelerde Pax-Ottomania(Osmanlı Barışı) bağlamında akademik çalışmalar hız kazanmaya başlamış idi. Bu konuyla ilgili birçok konferans, sempozyum ve panellerin düzenlendiği bir vakıa idi.
İşte tam bu noktada dış güçler devreye girerek, Suriye’deki iç istikrarı bir anda ortadan kaldırmak suretiyle, Türkiye ile Suriye arasında duvarlar örerek iki ülke arasındaki ilişkilerin farklı boyut kazanmasına neden oldular.
Benzer şekilde, Türkiye-İran arasındaki ilişkilerin de bozulması amacıyla ABD ve İsrail oryantasyonlu siyasi hamleleri beklememek aşırı safdillik olsa gerek. Zaten son dönem ABD mahreçli haberlere baktığımızda, özellikle Trump yönetiminin yeterli önlemleri almadığı savından yola çıkılarak Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de, Rusya Federasyonu, Türkiye ve İran’ın ABD’nin boşluğunu doldurmaya çalıştığını ve bununla ilgili önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini sık sık vurgulanmaktadır.
Bu nedenle, Türkiye ve İran’ın her türlü provokasyondan uzak durarak, bundan böyle her iki ülkenin de çıkarına yönelik olacak olan yapıcı ve birleştirici politikaları öncelemeleri son derece zaruridir.
Doğan Bekin / Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı | Dış ilişkiler Başkanı