KAFKA KİTAP’IN YENİ EDEBİYAT SERİSİ BABİL EKSPRES, G. WELLS İMZALI TUHAF KUŞ’UN GÖRÜLDÜĞÜ GECE ile YOLA ÇIKIYOR!
Kafka Kitap’ın, dünya edebiyatında iz bırakan yazarların Türkiye’de daha önce basılmamış önemli eserlerinden oluşan yepyeni serisi Babil Ekspres, Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece ile yola çıkıyor! Bugüne dek okuduğumuz H. G. Wells yapıtlarından bariz bir biçimde ayrılan Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece, yazarının olanca dehâsı, mizahı ve dikte edilmiş doğruları sorgulama cesaretiyle ilk kez Türkçe’de okurlarla buluşuyor. H. G. Wells’in sınırsız ve parlak hayal gücünün adeta bir kanıtı niteliğindeki Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece, Babil Ekspres serisinin ilk kitabı olarak raflarda ve internet sitelerinde yerini aldı.
Uluslararası alanda beğeni kazanmış seçkin romanları edebiyatseverlerle buluşturmaya devam eden Kafka Kitap, Babil Ekspres serisiyle yayıncılık dünyasında yeni bir sayfa açıyor. Dünya edebiyatının önemli isimlerinin daha önce Türkçe’de yayımlanmamış kitaplarından oluşan seri, H. G. Wells’in sıradışı eseri Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece ile başlıyor. Yazarın geri planda kalmış en önemli eleştirel metinlerinden biri olan Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece’nin çevirisi, Belgin Selen Haktanır’ın imzasını taşıyor.
Siddermorton papazı Rahip Hilyer, bir gece önce alevler eşliğinde gökyüzünde görülen garip nesneyi konuşan halkın fısıldaşmalarını henüz işitmemiştir… Sıcak bir öğleden sonra kilise önünde uzanan yeşil düzlüklerde avlanırken bu kez gökte süzülenin tuhaf, oldukça büyük bir kuş olduğunu anlar. Tek bir atışla kanadından vurulan kuş, yeryüzüne düşer düşmez bir melek olduğunu söyler. Bilinmeyen bir sebeple “Harikalar Diyarı”ndan ayrı düşüp “Rüyalar Diyarı” olarak adlandırdığı dünyanın atmosferine girmiş, kısa süre sonra da bir insan tarafından vurularak uçma kabiliyetini de yitirmiştir. Göz alıcı renkleri ve görenler tarafından nahoş bulunan giysileriyle bu, dini anlatılar ve masallarda tasvir edilenden çok, Rönesans dönemi tasvirlerini andıran bir melektir. Yaşananlar karşısında şoke olan ve bildiği tüm dini metinleri gözden geçirmeye başlayan rahip, parçalanan kanadı iyileştirme çabasına girişir ancak bunun zaman alacağı bellidir. Yeryüzünde geçirdiği her gün biraz daha insansılaşan Bay Melek ise insan gibi yaşamanın ne demek olduğunu öğrenirken hiç de adil olmayan adalet sistemi ve toplumsal kodlarımızı sorgulaması nedeniyle bir sosyalist olmakla suçlanır ki içine düştüğü dönem icabı bu, yüz kızartıcı olmaktan çok öte bir suçtur.
G. Wells ya da tam adıyla Herbert George Wells, 21 Eylül 1866 tarihinde İngiltere’de doğdu. Sonradan küçük bir işletme sahibi olacak ebeveynleri o doğduğunda bir evin hizmetlileri olarak çalışıyordu. Sürekli yoksulluk tehdidi altında büyürken bitmek bilmez okuma sevgisiyle desteklenen çok yetersiz bir eğitimden sonra 14 yaşında Windsor’da bir manifaturacının yanında çırak olarak çalışmaya başladı. İşvereni kısa süre sonra kendisini işten çıkarınca önce bir kimyagerin, sonra da bir kumaşçının yardımcılığını yaptı. Nihayet 18 yaşına geldiğinde sonradan Royal College adıyla anılacak Normal Scholl of Science’a burslu girerek biyoloji eğitimi almaya başladı.
Ders aldığı öğretmenlerinden biri de T. H. Huxley’di. Londra Üniversitesi’nden 1888 yılında mezun olan ve ilk romanı Zaman Makinesi’ni 1895 yılında yayımlayan yazar Doctor Monreau’nun Adası, Görünmez Adam, Dünyalar Savaşı ve Tanrıların Yemeği adlı sansasyonel eserleri kısa aralıklarla okurun beğenisine sundu. Wells külliyatındaki en sıradışı ve eleştirel eserlerden biri olan Tuhaf Kuş’un Görüldüğü Gece ya da orijinal adıyla The Wonderful Visit, yazarın geri planda kalmış en önemli eleştirel metinlerinden biridir. Bilime duyduğu büyük ilginin ürünü olan çalışmaları haricinde aşk, cinsellik, din ve eğitim gibi birçok konuyu ele aldığı yüzü aşkın kitaba imza atan yazar, 1946 yılında hayatını kaybetti.