Hizmetkâr olan teknoloji efendiye dönüşürse…
2012 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarışması’nda birinciliğe değer görülen İclal Dikici’den cesur bir ilk roman! “Teneke Uygarlığı”, insan eliyle yaratılan teknolojinin, nasıl zamanla insanın kendisini esir alabileceğini anlatıyor.
Ödüllü öykü yazarı İclal Dikici’nin ilk romanı “Teneke Uygarlığı”, Tudem Edebiyat etiketiyle yayımlandı. Bilim kurgu ve fantastik öğelerden beslenen Teneke Uygarlığı, dokuz yaş ve üzeri okurların dikkatini gelir eşitsizliği, temel hak ve özgürlükler gibi güncel toplumsal konulara çekiyor.
Bambaşka dünyaların çocukları olan Atila ve Defne’nin hayatları, her cumartesi günü göz göze geldikleri dört yol ağzında bir çıkmaza girer. Kırmızı arabanın ani duruşuyla başlayan “zincirleme duruşlar”, yüzlerce aracı peşi sıra sürükleyerek, yepyeni bir yaşam biçimini, Otokent’i oluşturur. Çok geçmeden bu sıradışı kenti yönetmesi için bir başkan seçilir. Arabaların üst üste yığılmasıyla yükselen devasa oto-gökdelenler Otokent’i giderek yaşanmaz bir yere dönüştürür. Başkanın, on yaş ve üzerindeki araçları hurdalığa çektirme kararı yakında gerçekleşecek felaketlerin habercisidir. Toplumdaki ayrışma yüzünden içten içe kaynamaya başlayan Otokent sakinlerinin yaptıkları hataların bedeli ağır olacaktır…
Mevcut sistemi eleştirirken, gelecekte insanların teknolojiye mahkûm olacakları öngörüsünde bulunan yazar İclal Dikici, kurguda araya giren üst anlatıcının paylaşımlarıyla hem güldürüyor hem de düşündürüyor.
Maria Brzozowska’nın resimleriyle hayat bulan Teneke Uygarlığı, iktidar hırsına vurgu yaparken, birilerinin cennet saydığı toprakların, diğerleri için nasıl bir cehenneme dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.