Müsiad Vizyoner’15 2. Oturum Notlarım

İlk oturuma göre vasat bir oturum olarak geçti. Moderatörlüğü yapan Prof. Dr. Kerem Alkin keşke konuşmacı olsaydı da biraz neşe katsaydı.

Oturumun beklenen ismi Twitter Küresel Kamu Politikalar Başkan Yardımcısı Colin Crowell sanırım diğer konuşmacıları dinlediğinde benim ne işim var burada demiştir. Gerçi salonun kendisini pür dikkat dinlemeyi beklemesine, sahnede ayak ayak üstüne atmış umursamaz bir tavırla oturmuş bir konuşmacı olarak verdiği yanıtta garipti doğrusu. Belki de sömürgeleri olarak gördükleri ülkelerde böyle davranıyorlardır bilemiyorum. Ama Crovell’in anlatacağı konunun slaytını oynatmakla imtihanı da güzeldi doğrusu. Düşünsenize devasa bir program önemli bir konuşmacı ve elindeki kumanda bir türlü çalışmıyor. Hoş bir manzara değildi. Yakışmadı.

Crovell twitteri öyle bi tanıttı ki sormayın. Meğer Ebola’yı bile önleme özelliğe sahipmiş. Tamam ben biraz abarttım ama twitter örneğin ebola görülen yerleri bu sözcükten filtreleyerek analiz edip sağlık örgütlerine bildiriyormuş. Onlarda hemen tedbir alıp ebolanın yayılmasını önlüyormuş hatta bir örnekte Afrika’da sel olan bölgeleri paylaşılan kelimelerden belirleyip ilgililere ulaştırıp seneye o zamanlarda orada kimsenin olmamasını sağlayarak hayat bile kurtarıyorlarmış. Falan filan işte. Ama küresel kan emici ABD’ye teslim ettikleri kişisel bilgileri ve hedef gösterdiği kişileri hiç anlatmadı. Nasıl reklam ama…

Kısaca diğer konuşmalara değinecek olursam ki zaten anattıklarından kimsenin hatta kendilerinin bile bişey anlamadıklarını düşünürsek kısa değinmek zorundayım

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı Kuran’da adı geçen tek element olan ” demir ” işiyle uğraşmaktan memnun, hizmet sektöründe değil de üretim sektörde olmaktan dolayı da kendinden emin bir şekilde konuştu. Tosyalı uzun ve yassı demir üretimi konusunda ilginç bir bilgi verdi. Dedi ki gelişmiş ülkelerde demirin % 80’i yassı demir % 20’si de uzun demir olarak üretilir. Teknoloji geliştiğinden ve refah seviyesi artmış olduğundan ülkeler yassı demir ürünlerini yani tabakalar halindeki demirleri daha çok kullanır. Ama az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde % 80 uzun demir % 20 yassı demir talebi olur. Yani gelişirken binalar yapılır inşaatlara öncelik verilir ve uzun demir tüketimi artar. Güzel denklem değil mi. Ama Türkiye bu denklemi bile alt etmiş Tosyalı diyor ki “Sektöre girdiğimizde gördük ki biz ülke olarak sadece ucuz olan uzun demir üretiyor ve kullanım fazlamızı yurt dışına gönderiyorduk. Ve yassı demir üretmek yerine yurt dışında alıyorduk. ” Nasıl tezgah ama değil mi. Ucuzu gönder pahalıyı al, ama sen bunu üretme.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim üyesi Murat Ali Yülek gelecekte para kazandıracak sektörleri şöyle sıraladı. Sağlık ekipmanları sektörü, Raylı sistemler sektörü, Enerji ekipmanları sektörü ve Kişisel bakım ürünleri sektörü. Çok para kazanmak isteyen bunlardan birine dahil olsun dedi kısaca.

Ziraat Katılım Bankası Genel Müdürü Osman Arslan’ın anlattıklarından bir satır bile not alacak birşeyim olmadı. Katılım bankacılığı hakkında hiçbir açıklaması olmayan Arslan havadan sudan çiçekten böcekten konuşurken bunun bir şaka olacağını Ziraat Katılım adına burada konuşanın ne anlattığını hiç anlamadığımı düşündüm. Ama şaka değildi ve tam bir hayal kırıklığıydı.