Konjektüre Kapılan Büyüklere
Siz yolunuza devam edin beyim,biz böyle de yürürüz.Siz şartlardan,zamanın değiştiğinden,bir şeyler yapabilmek için biraz daha zamana ve büyümeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak gücünüzü arttırmaya devam edin.Biz böyle sade, mütevazı ve yalnızlığımızın verdiği hüzünle, bırakıp gidenleri özleyerek de yaşarız beyim.
Siz bize bakmayın…Biz değmeyiz sizin keyfinizi bozmaya.. Bizi fazla ciddiye almayın, korkmayın… Merak etmeyin, peşinizden sizi takip eden yığınlar bize dönüp bakmayacaktır bile. Evet emin olunuz dönüp bakmayacaklar.Gönlünüz rahat olsun.Biz en güzel türküleri söylesek bile, en çarpıcı nutukları atsak bile bize dönüp bakan olmayacaktır.”Üç beş çapulcu” kalmaya devam edeceğiz.Kazara 1-2 insan belki etkilenecektir, bize kulak verecek bize destek olacaktır ama boş verin siz onları. Onlar zaten bugün olmasa yarın belki daha büyük bela olacaklar başınıza.O yüzden şimdi bırakıp gitmeleri daha iyi….
Sizinle yola çıktığımızda hayli heyecanlıydınız beyim.Şimdi o günleri hatırlamak istemezsiniz belki. Başka, bilmediğimiz başka yerlere gitme derdine tutulduğunuzdan beri yollarımız çok ayrıldı.Birbiriyle çelişir sözler söylemeye başladınız, sorduğumuzda büyümenin böyle davranmayı gerektirdiğini ifade ettiniz.Zaten biz soru sordukça olan oluyordu ya… İlk önceleri terler, sıkılırdınız sorularımızdan. Şimdi bakıyorum da kızıyorsunuz beyim.Yanımızdaki birkaç arkadaş henüz sizden ve yanınızdakilerden ümidini kesmiş değil, sizin hala bizim gibi olduğunuzu düşünüyorlar.Bizim için fark etmez beyim, biz, öyle veya böyle yürürüz.Biz işimize bakarız.N’aparsanız yapın… 2002