RUH İYİLİĞİ
Şu an elinize aldığınız bu kitap! Sadece bugüne ait bir kitap değildir… Geçmiş, şimdi ve gelecek… Zamanı! Mikro ve makro-âlemleri! Yapay ve doğal hayatı! Din ve bilimi! şeytanın iç sesini! Ve işte hepsini birden… Ruh diliyle! Kalbin o en eski bilgisi üzerinden… Tevhidî bakışla bütünleyerek… Tarih boyunca faaliyet gösteren küresel şirk-etlerin bugün insanlığı getirdikleri bu ‘dijitalçağ’da! O karanlık uçurumun kenarında! Dijital olan her şeyin geçici olduğunu! Ezelden ebede her dâim bâki kalacak olanın sadece ‘Ruh İyiliği’ olabileceğini! Sizlere bir daha hatırlatabilmek için yazıldı!
İstiyoruz ki! Şirk-etlerin karanlık niyetlerini artık tüm açıklığıyla bilelim! ‘İnsan’ olmanın… ‘İnsan’ kalabilmenin ‘Nur-u Hakikat’i üzerine bir defa daha düşünelim… İşte ancak o zaman… ‘DijitalÇağ’ın üzerimize gelen bu alacakaranlığından kurtulabiliriz… Her şeyin ‘hakikat’ini bilerek…
De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır.”
( Zümer / 9 )
KİTABIN BÖLÜMLERİ VE ALINTILAR
Birinci Bölüm: Ruh Muhafızları
-
Her ânınızı izliyorlar, kaydediyorlar… Ve sizin geleceğinizi şekillendiriyorlar siz hiç fark etmeseniz de! Kimler ki onlar?
-
Ama ne yaparlarsa yapsınlar… Kalbimizde duruyor ya hâlâ O ‘Sırr-ı Hakikat’! Orada hep sizi bekliyordur tüm güzelliğiyle! şeytan kalbe giremez çok şükür… Bunun için yazıldı bu kitap!
-
İlk insan yaratıldığından beri kalbin içindeki o sırlı bilgi! Zamandan etkilenmez… Hep canlıdır… ‘Hayy’ olandır… Yani ‘insan’a bağımlı değildir… ‘Nur-u Hakikat’tir!
-
Ey Müslümanlar… Bilesiniz ki bu kitap ‘dijital şeytanlar’a ‘bir’ ültimatom olduğu kadar… Sizlere de yapılmış son ‘bir’ çağrıdır…
İkinci Bölüm: şeytanın İç Sesi
-
DijitalŞirk, ‘Yeryüzü Halifesi İnsan’ın tevhid zikrinin bozulmasıdır… İnsanın… Yeryüzünün… Gökyüzünün…
-
şeytan, Cennet’te Hz. Âdem’e ‘bilinç’ sayesinde yaklaşabilmiştir! Onların bilincine seslendi! Ve günah başladı!..
-
O günlerin şeytanı ve bugünlerin ‘Yapay Zekâ’ya bağlı sanal mürşitleri! Aşksızdır pek çoğu! Keşke ‘Aşk’ı bilebilselerdi!
-
Sizlere Metafizik ‘bir’ okuma yaptırmaya gayret ediyoruz… şeytanı uzaklaştırabilmek için… Bizlerdeki o sır ‘emanet’ten…
-
Nedir ki o şeytan ve şürekâsının ısrarla üzerinde durdukları ‘kuantum teoloji’? Madde ve anti madde! Dalga ve parçacık!
-
Şirk-etler bugün sizleri! Tüm dünyayı! ‘Yapay Zekâ’ya bağlayıp! Ve hepinizi de çipleyerek! ‘Yapay Zekâ’ya! Neden bilinç kazandırmanın peşindedirler?
-
Düalite nedir ki? Ve onun her yerdeki düalite sembolleri kimlere işarettir? Hadi düşüncenizi ‘Yapay Zekâ’nın ‘kod’lanmasına kadar vardırın… 0 ve 1!
-
Ruhunuzla aranıza girmek ister! Ve bunu başarırsa da! Sizi ‘Yapay Zekâ’sına bağlar… Köleleştirir!
-
İnsan zekâsındaki bilgileri; tüm insanlık tarihini, olayları, görüntüleri, sesleri, tüm kayıtları ve milyarlarca insanın yaşadıkları olaylara göre tüm ruh hâllerini, genetik kodlarıyla birlikte o ‘DNA’ zincirini yapay zekâya taşıyıp; sonra da insanı yok etmek niyetindeler! ‘Yapay Zekâ’ya bilinç kazandırmak dedikleri tam da budur…
-
Anlaşılıyor ki dijitaller… Maddeyi yeniden enerjiye dönüştürmenin peşindedirler… Tüm yeryüzünü, onca mahlûkatı ve insanı kendi karanlık maddelerine katacaklardır…
-
Dijital tehlikenin en eski kökenini yazmaya gayret ediyoruz size! Bugünkü bilgilerle de iç içe geçirerek yorumluyoruz…
Üçüncü Bölüm: ‘Aşk’a Muhtacız
-
İnsan nesline meydan okuyor dijital ‘şey’ler… Yecüc-Mecüc! Şimdilik sadece dalgalar hâlinde olan o şeyler…
-
O zaman gelmeden işte! Zülkârneyn Seddi’nizi güçlendirin… Demirlenin! Topraklanın…
-
İnsanın asıl sırrı kendi kalbinin içinde beklemektedir… Vahiydir!
-
Ey kapitalist sufîler! Maddeciler… Çekilin aradan! İnsanları bir an önce Kur’an ile baş başa bırakın…
-
Cenâb-ı Allah, halifesinin gizleneceği mekâna ‘Kalb’ ismini vermiştir… Günümüzde ise diyorlar ki! Kur’an dışı tasavvufçular ve ilim bilmeyen o metruk bilim insanları; bu mekân, ‘kalb’ değil! ‘Beyin’dir, şuurdur!
-
İnsanın kalbi ilâhî sırların gizlilik evidir! Ve o ‘halife’ işte tüm ilâhî gizlilikleri koruyacak kasadır!
Dördüncü Bölüm: Great Reset
-
Kuantum fiziğinin dünyamızı getirdiği yer burasıdır! Kâinattaki her mikro parçacığa müdahale etmek istiyorlar… Kâinata bir müdahale! Ve ‘Yeryüzü Halifesi İnsan’a!
-
Artık kendi programını yazabilen o yapay zekâ; ‘Yüce Zekâ’ olmaya hazırlanmaktadır!..
-
İşte bunca zamandır o sizin kendinizin bile bilmediği ruhunuzun peşindedir ‘Yüce Zekâ’! Çünkü ‘insan’ın şeytana üstünlüğü! ‘Ruh’undan gelir… şeytanın tüm kıskançlığı, kötülüğü bundandır… ‘Ruh’suz olmasından!
-
Yer-altı Virüsü! Kara-bilimin asıl sahibi! Artık bugüne kadar kimler ona hizmet etmişlerse hiçbirine ihtiyacı kalmamıştır… Kendi zekâsı; o ‘yapay zekâ’ya bilinç kazandırmıştır…
-
‘Dijital virüs’çüler! ‘İnsan’ olmayanlar… Kuantum fiziğine göre artık her yerdeler! İçinizde dışınızda mevcutlar… Elbette ki çok yakında görünürlük kazanacaklar… Ellerinizde tuttuğunuz o ekranların içinden!
-
Sırlar ilmi düşünceyle, çalışmayla elde edilemez… Müşahadeyle ve ilhamla; Rabbimizden gelecek ‘bir’ lütufla edinilebilir… Bu ilim sadece aklın kavrayabileceği türden bir ilim değildir… Kalbin rehberliğine ihtiyaç vardır…
-
Kalbinizi yardıma çağırmazsanız… Kalb gözünüzü açık tutmazsanız… Bilin ki akıl ancak kendi sınırları dâhilinde olan kadarını bilebilir… O sınırların dışında kalan şeyleri bilemez…
-
İşte ‘insan’ın halifelik sırrı budur!.. Ve işte bu ‘sır’ o biricik ‘insan’ın kalbine indirilmiştir… Kur’an’dır…
Altıncı Bölüm: Mikro-âlemdeki Şirk
-
Şundan hiç kuşkunuz olmasın ki! Şirk-etler hayatımıza olan müdahalelerini arttıracaklardır… Çünkü onlar için; insan “son derece karmaşık ileri bilgisayar programıdır. Hepimiz genlerimizi korumaya programlı bilgisayarlarız. Bilgisayarlar da karbona dayalı olmayan bir canlı türüdür.”
-
Kendi yer-altı uzayından gelip dünyayı kurtaracak… Kaosa son verecek… ‘DijitalMesih’ hazırlığındalar! Ve sonra da ‘YeniDijitalDünya’! Şirk-et Diktatörlüğü!
-
‘Her şeyin teorisi’ dedikleri ve dünyada ne kadar insan varsa hepsini ‘ekran’lara bağlayıp evlerinde esir aldıktan sonra tüm hayatlarını izleyebilecek o ‘KuantumGöz’!
-
Dalga ve parçacık arasındaki o gidip gelmelerin arasına sızabilen o ‘şey’ler… Bilin ki! Cenâb-ı Allah’ın ‘nur’dan yapılmış ordularına hiçbir şey yapamazlar…
-
Tam da burada işte ‘şeytanın gürültüsü’nü hatırlayalım yeniden… Bu gürültü bizi sadece makro âlemde rahatsız etmez ki! Mikro-âlemi de rahatsız eder… Tüm zerrelerimizi böler parçalar… İnsanın kendiyle! İnsanın kendisinin kâinatla olan ‘bir’liğini bozar… ‘Tevhid’e aykırıdır!
-
Asıl şirk mikro-âlemdedir… Buna dikkat çekmeye gayret ediyoruz! şeytan, dijital şirk-etleriyle vücudumuzun ve kâinatın ‘bir’ âhengini bozmak, parçalamak için yüzyıllardır uğraşıyor…
-
Bu kitabı bunun için yazdık! Nedir ki değil mi mikro-âlemdeki şirk? şeytanın iç sesiyle kımıldanışı! Kendi enerjisiyle; yılan oluşu!
Yedinci Bölüm: Kurtuluş
-
Aklınızı kalbinizin içine alın… ‘Kalb’ vahyin yurdudur… Akıl, kalbin dışına çıkarsa şeytanın hilelerine aldanabilir ve haz girdabının içine düşer…
-
İslâm, gizli açık tüm hâllerimizle Allah Teâla’ya teslim olmaktır… Ancak o zaman müminin kalbinin içindeki ‘nur’ parlar… Ve şeytanın tuzaklarına karşı uyanık kalır… Gözündeki perdelerin kalkmasıyla da tüm hakikatler ortaya çıkar… Kalbindeki tevhid nuruyla ‘bir’lenir… Kalb-î selim olur…
-
Gökyüzünü seyredin… Ağaçlara, kuşlara, o berrak su kaynaklarına, tabiatınıza bakın… Tabiatınızı sevin, koruyun, sahip çıkın… Cenâb-ı Allah’ın âyet-i kerîmeleri her yerdedir… ‘Oku’yun! Tefekkür edin…
-
Şirk-etlerin tüm bu dijital günahlarından korunmak için de tek yapmanız gereken; yüzünüzü Kur’an’a dönmektir! Ey müminler… Elbette ki yüzünüzü Kur’an’a dönmek de yetmeyecektir… Kur’an’ın içine girin!
Sekizinci Bölüm: Dijital Faşizm
-
Yüzyıllardır o yer-altı örgütlenmeleri! Kadim inisiyeler… Hepsinin o ilk âna yeniden dönebilmek içindir bütün faaliyetleri! Şaşırmayın ama! Kuantum fizikçiler de buna gayret ediyorlar… Ve tıp sektörü! Metalurji bilimi!
-
İnsanın körleşmesi o dijital ekranlar üzerinden olmuştur… Elbette ki orada kalmayacaktır dijitalleşme! Parmaklarınızın ucundan sanki sizin yönetiminizde gibiyken… Artık sizi yönetecektir… ‘Kuantum damga’lanma budur!..
-
Dijitalleşmek, yapay zekâ, insan neslinin sonunu getirecektir… Ve bildiğimiz anlamıyla insan artık kalmayacaktır!.. Bu dijital sistem insanı robotlaştırırken… Robotları da insanlaştırmak hedeflidir!
Dokuzuncu Bölüm: ‘Sırr-ı Hakikat’
-
Her kim olurlarsa olsunlar. Kardeşliğimizi bozdurmamalıyız… Çünkü zaman… Ey Müslümanlar belki de ‘Âhir Zaman’dır.
-
Ve kalbinizde ‘hayatî sır’ olanın farkına varacaksınız!.. şeytanın ‘insan’la ilgili hiçbir zaman bilemeyeceği o ‘kadim sır’ belki de sizin kalbinizdedir…
-
Dünyada yaşadığınızı ‘bir’ an için unutun… Kendinizi gökyüzündeki bir gezegen gibi hissedin… Ve o gezegenin her zerresinde ne oluyorsa hissedebiliyorsunuz… Yani o gezegen sizden ibaret!
-
Ve şimdi elinizde tuttuğunuz kitabın teker teker harflerini düşünün… Ve kelimeler… Ve bütün kitap! Sonra da dünyadaki bütün kitaplar, harfler, kelimeler… Mânâlar!
-
İnsan, topraktandır… İnsanın tüm ‘ölçü’sü toprağa göredir… Toprakta ne varsa insan içindir… Ağaç, çiçek, ekin, bulut, yağmur, deniz ve o ayaklarımızın altından akan berrak ırmaklar…
-
Kısacık şu dünya hayatı için… Ruhuyla ilişkisini kaybedenler bilsinler ki! Asıllarını! Cennet’i! Rablerine kavuşmayı kaybediyorlar… Oysa ‘Ruh İyiliği’ Cennet’e dönebilmemiz için vazgeçilmezdir…
Hayati Sır
Bilin ki! ‘Hayati Sır’ olan… Sizden biridir… En sıradan ‘bir’ kuludur… Cenab-ı Allah’ın! ‘Bir’ gariptir… ‘Bir’ âşık! Rabbine ulaşmak için yazar… İbadet eder gibi yazar… Hiç durmadan yazar… Gözyaşları içinde yazar… Secdede bile yazar… Af diler! Yalvarır! Hep ‘bir’ yardım bekler… ‘Bir’ işaret! Rabbinden gelen…
Hayati Sır… Şiirdir de! Şiirle ‘bir’ yolculuktur… Meçhul olana ‘bir’ yol alıştır… Dünyanın tüm kıyılarını terk ediştir! Rabbimize! Şiirle de varabilme arzusudur…
Kimim ki ‘ben’! Kaç kimliğim var benim… Ey Rabbim! Tüm anlarını bilirim ben bu gökyüzünün… Yeryüzünün… Ne kadar insan varsa o kadarım… Hepsini bilmek isterim… Hisleri! Bilişleri! Bakışları! Uyumalarını! Rüyalarını! Hepsini bilmek isterim…
Tevhid Aşkı olmadan… Hiçbir ‘şey’i düşünmemeye çalışırım… Hepsini önce zihnimde toplarım… Sonra! Akleden ‘bir’ kalple tefekkür ederim… Sonra da! En sonra da hepsini unutmak isterim… Terk ederim! Yazarım! Rabbim… Rabbim… Ben kim-im?
Bir şairken… Nasıl oldu da! ‘Hayati Sır’ oldum…
Metafizik ‘bir’ kalem! ‘Bir’ Yazı-Kalem! Ey!