Günlük – 16 Kasım 2010
Bayram ziyaretleri. Akşam Muzaffer BAYKARA abimin evindeyiz. Mustafa BİTİŞ ve İsa PARMAKSIZ ile beraber el öpelim dedik. Sohbet sohbeti açıyor, muhabbet muhabbeti getiriyor. Konu döndü dolaştı danışmanlara geldi. Nereden geldi demeyin uzun hikaye. Sözü bağlayacağım yer muhabbette anlatılan bir fıkra. Şöyle ki
Zengin bir danışman parayı kırınca büyük bir bina yaptırmış. Giriş katını da kocaman bir işyeri olarak tasarlamış. Komple camekanlı bir işyeri hemde. Nereden baksan içersini görüyorsun. Ortaya bir masa bir sandalye atmış geçmiş içeri oturmaya başlamış. Aradan geçen zaman, meraklı bakışlar derken yaşlı bir amca dayanamamış dalmış içeri. sormuş
– ” Evladım burada ne iş yapılıyor. Nedir bu işin aslı.” danışman cevap vermiş
– ” Eşşek satıyorum. “ Yaşlı amca çakmış kendisiyle dalga geçildiğini ve yapıştırmış Danışmanımıza cevabı.
– “İşler iyi herhalde evladım. bakıyorum da içerde satılacak bir tek eşşek kalmış.”
Eeee bu işler böyle… Has danışmanlara selam olsun…
Tevfik YAZICILAR