ABD Başkanı Donald Trump’ın Yüzyılın Anlaşması Modeli
Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişikler Anabilim Dalı öğrencisi Filistinli Osama Alkurd “ Amerikan Düşüncesinin “Tek Adam Politikası” Altında Değişimi ve Bunun Filistin Davasına Etkisi” başlığı altında “ABD Başkanı Donald Trump’ın Yüzyılın Anlaşması Modeli” alt başlığıyla yayınlanan 19 sayfalık analiz metni son dönemin en tartışılan konusunu ele almış.
Amerikan yönetimi üzerine uzmanlaşmış uluslararası ilişkiler alanında bir araştırmacı olan Osama Alkurd analiz yazısında Demokrat ve Muhafazakâr olarak ayrılan ABD yönetiminin konu İsrail’e gelince ayrım olmaksızın işgalcinin yanında yer aldığını belirterek “ ABD’nin Filistin davasına yönelik herhangi bir sempatisini görmek çok zordur. Sempati göstermeyen tarafsızlık tutumunu bile göstermemektedir.” Diyerek durumun vahametini ortaya koyarak başlıyor. “Yüzyılın Anlaşması, Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan en büyük risklerden biridir.” Sözleriyle de özetliyor aslında.
İsrail işgalinin üzerinden geçen 50 yılda ABD’de Demokratlar 26 yıl iktidarda kalırken, cumhuriyetçilerin 28 yıl iktidarda kaldığı belirtilerek hangi taraf iktidarı elde tutarsa tutsun Filistin dosyasında aralarında önemli farklılıklar bulmanın zor olduğunu hatta aralarındaki ortak özelliğin İsrail yandaşlığı olduğunu ortaya koyuyor.
Analizde özellikle bir yanılgımıza da dikkat çekiliyor. Hepimizin dilinde olan “Yüzyılın Anlaşması” isimlendirmesine. Bu isimlendirme bize Arapça kökeninden geliyormuş. Öyle ki bu isimlendirme bize İngilizcedeki “Deal of the century” sözünden geliyor ve bu sözü sadece İngilizce yayın yapan Arap platformlarında bulabiliyoruz. Oysa ki, Amerikan araştırma merkezleri ve gazeteler bu başlığı “Peace Plan” yani barış planı veya “Palestinian peace” yani İsrail-Filistin barış planı olarak ilan ediyorlar. Anlaşmanın içeriğinde barıştan söz edilmemesine ve sadece İsrail çıkarlarına hizmet ediyor olsada böyle isimlendirmeyi öngörmüşler. ABD Başkanı şöyle bir ifade kullanıyor “Ultimate deal“ yani nihai anlaşma. Kısaca Filistin’i nihai olarak yok etme anlaşması.
Alkurd anlaşmanın tehlikelerini ise özetle söyle sırılıyor.
- Anlaşmayla “Sözde “iki devletli çözüm” ün sona ermesi ve 26 yıllık Filistin-Amerikan veya Filistin-İsrail müzakerelerinin yok sayılarak gelecekteki herhangi bir Filistin varlığının ortadan kaldırılması,
- İşgal altındaki Kudüs’ün doğusunda ve batısında Yahudi nüfusunun arttırılarak şehrin İslami karakterinin değiştirilmesiyle Kudüs’ün İsrail tarafından tamamen ele geçirilmesi
- Mescid-i Aksa’nın zamansal ve mekânsal olarak gayrı resmi bir şekilde bölünmesiyle Müslümanların elinden çıkacak olması
- Sınırlı sayıda mültecilerin formalite olarak Gazze’ye yerleştirilmesinin yanı sıra gerçekte dünyanın her yerinde olan Filistinli mültecilerin vatanlarına dönmesinin tamamen engellenmesi.
- Batı Şeria’daki yerleşim birimlerinin İsrail’e eklenerek Batı Şeria’daki Müslümanların yerlerinden edilmesi.
Alkurd analiz yazısında Trump’ın dengesizliklerini, yeni Ortadoğu bakış açısını ve bu kapsamda birçok senaryoyu değerlendirdikten sonra tarihe not düşülecek şu cümleyi söylüyor “Filistinlilere teslim olma ya da ölüm arasında bir seçim verilirse, ikinci seçenek onların kararı olacaktır”
Tevfik YAZICILAR
18 Temmuz 2019
Kötü bir tercüme de olsa analiz metnini okumak isterseniz indirin.