4 Kitap 4 Şair

AYŞE ŞAFAK KANCA, DİLEK ÖZMEN GENEL, FATİH BALKAN VE SEÇİL HİDAYET’TEN ŞİİR ŞÖLENİ

Ünlü şairler Haydar Ergülen ve Altay Öktem sayesinde yolları kesişen 4 şair eş zamanlı olarak 4 kitap çıkardı. Anima Yayınları Ayşe Şafak Kanca, Dilek Özmen Genel, Fatih Balkan ve Seçil Hidayet’in şiir kitaplarını okurla buluşturdu. 

Edebiyat türlerinin en eskisi olan şiire gönül veren 4 günümüz şairi, aynı anda çıkan kitapları ile okura ‘merhaba’ dedi. Ayşe Şafak Kanca, Dilek Özmen Genel, Fatih Balkan ve Seçil Hidayet, “4 Kitap 4 Şair” diyerek kitaplarını aynı anda çıkardı.

Anima Yayınları tarafından okurlara sunulan kitaplar, günümüz şiirine farklı bir bakış getirmeyi amaçlıyor. Ustaları Haydar Ergülen ve Altay Öktem’den aldıkları cesaretle kitaplarını aynı anda okurla buluşturmaya karar verdiklerini belirten şairler, dizeleri ile şiir severlere farklı tatlar sunmayı umuyor.

Şair-Yazar Altay Öktem ise bu 4 kitabı şöyle anlatıyor:

YANIK BAL KOKUSU

Yanık Bal Kokusu, Ayşe Şafak Kanca’nın ikinci şiir kitabı. Bu kitabında, meleklerin bildikleri ne varsa kulağımıza fısıldamayı seçmiş Ayşe Şafak Kanca. Dizeleri yoğun bir işçilikle ilmek ilmek örmüş ve sessiz, duru bir söylemle okurun nasıl sarsılacağının, savrulacağının yolunu yöntemini çoktan keşfetmiş bile. Yanık Bal Kokusu’nun ikinci bölümündeki şiirler ise aynı hayatın kendisi gibi; dizeler bitmiyor, bir dize bitmeden diğer bir dize onun içinden doğuyor. Mutlak bir devamlılığın meselleri sanki. Belli bir noktadan başlamayan, sonsuzluğun hangi noktasında biteceği belli olmayan dizeler. Ayşe Şafak Kanca öyle hızlı tırmanıyor ki basamakları, insanı şimdiden üçüncü kitabıyla ilgili merak sarıyor.

 

 

MEYYAL

Dilek Özmen Genel, cevapların ikircikli sularına girmeye tenezzül etmeyip içimizi yakan soruları bir daha hatırlatıyor bize. Hayata dair, aşka dair, körkütük vedalara dair soruları. Bazen bir kadının bazen bir hüzünkovan kuşunun diliyle konuşuyor. Kimi zaman bir gözyaşı lekesinin peşine düşüyor; ama silmeyi değil anlamayı öneriyor, kimi zamansa hiç de sakin olmayan bir ses tonuyla “anlat dünya!” deyiveriyor. Çünkü biliyor ki dünyanın anlatacak çok şeyi var ve susuyorsa, suçluluğundan susuyor. “Gidenler treni”ne geri dönen hiç kimsenin binemeyeceğini öğrenmiş birinin kaleminden çıktığı belli Meyyal’in. Bir ilk kitaptan beklenmeyecek olgunlukta.

KONYAKLI ŞİŞE IŞIKLI GEMİ

Konyaklı Şişe Işıklı Gemi’de Fatih Balkan, uçsuz bucaksız bir dil denizinde yolculuğa çıkartıyor sanki bizi. Hissedilen o hafif baş dönmesi konyaktan mı sevişen sözcüklerin tılsımından mı, önceleri anlayamıyor insan. “Sevişen Sözcükler” bir metafor değil burada; çünkü gerçekten de yan yana gelmesi mucize gibi duran sözcükleri buluyor ve birbirine ekleyerek, iç içe geçirerek eski tatlarından uzaklaşmayan yeni sözcükler keşfediyor. Şarkısını ta Portekiz’de söyleyen, aynı anda Rus steplerinde bağıra çağıra konuşan ama bunları yaparken toprakla dertleşmeyi de ihmal etmeyen şiirlerle karşılaşmaya hazırsanız, Fatih Balkan’la yola çıkmaya hazırlanın. Dil’in ve sözcüklerinin yoluna…

KUMRU OLMA RÜYASI

Kumru Olma Rüyası, özel bir rüya. Ama bu rüyayı görmek için uykuya yatmak değil, üstünüze günü takınıp sokaklara düşmek lazım. İlk bakışta sakin, huzur veriyormuş etkisi yaratan; ancak çok geçmeden alttan altta hayatın tekinsizliğini yüzünüze vuran şiirler. Bütün kapıların sessizliğe, bütün kadınların dilsizliğe kapandığı, bahçelerin aslında bahçe taklidi yaptığı bir evren. Bizim evrenimiz. Ve o uçsuz bucaksız dar alanlarda her eşyaya, her nesneye dil vermiş sanki Seçil Hidayet. Nesnel bir nesne dili, hüzünlü bir neşe ve hiçbir sözcüğün savrulup gitmesine müsaade edilmeyen bir dize/dizeler bütünlüğü. Daha ne olsun?

 

 

KİTAPLARDAN ALINTILAR

“…zamandır insan

döner durur bu değirmeni 

ben kavganın başında bilirim seni 

üzülme dönmesen de açar

her bahar Hayırçiçekleri

şeytan yoktursa insan var         

insan, kendi başına bela”

Yanık Bal Kokusu/, Ayşe Şafak Kanca

*

Yalnızlık siyahtır, yakar ya

Artık görünmez kıyısından

Doğumla ölüm arası

Öyle bir bakıp çıkarsın hayattan

Hiç sana da ağladı mı biri

Ayak izin varken

Sonbaharken daha dünya

Konyaklı Şişe Işıklı Gemi/Fatih Balkan

*

Hüzünkovan kuşlar

henüz kenti uyandırmadan

o günahkâr, sıcacık yatağında Araf’ın

ipi bırakılmış uçurtmalar gibi

süzülüp göğsüne

özgürce kaybolmak

gün doğumu rengi gözlerinde

bir kelebek gibi usulca

öpmek ıslak gamzelerini sabahın

uyu(ya)mamış, taze bir hevesle…

Meyyal/Dilek Özmen Genel

*

Bir gün bir an benim acıma benzer

Yarı ölü kuşlar konacak camlarına 

Aldırmaz gözüken beton binaların

Yüksekliği kalınlığı 

Suskun yumruklarının 

Zavallı cılızlığıyla yıkılacak ruhlarına

Şimdi kimsenin sesi çıkmıyor  

kimsenin kızı ölmedi diye… 

Kumru Olma Rüyası/Seçil Hidayet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.