2. Sanat Dünyamız Film Günleri 25 – 27 Ocak 2025 tarihleri arasında “Bir de Buradan Bak” başlığıyla izleyicilerle buluşuyor.
Seçkideki filmler arşiv materyalleri aracılığıyla tarihe farklı yerlerden bakmayı öneriyor. Seçkinin öne çıkan filmleri arasında yer alan Johan Grimonprez imzalı Soundtrack to a Coup d’Etat / Bir Darbenin Soundtrack’i İstanbul’da ilk kez gösterilecek…
Sanat Dünyamız dergisinin 2024’te 50. yılını kutlamak amacıyla başlattığı Sanat Dünyamız Film Günleri bu yıl ikinci kez 25 – 27 Ocak 2025 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat Loca’da düzenleniyor. Küratörlüğünü sinema yazarı Engin Ertan’ın üstlendiği seçki, arşiv materyallerini kullanarak bir anlatı oluşturan kısa ve uzun metraj filmlerden, videolardan oluşuyor. Seçkideki eserler arşiv materyalleri aracılığıyla resmi anlatıları ve muktedirlerin hikâyelerini sorunsallaştırıyor ve tarihe farklı yerlerden bakmayı öneriyor. Bu nedenle seçkinin başlığı Bir de Buradan Bak olarak belirlendi. Güncel sanatla sinemanın kesişiminde yer alan filmleri izleyiciyle buluşturan, kendi alanındaki en özgün programlardan olan Sanat Dünyamız Film Günleri’nde üç gün boyunca kısa ve uzun metrajlı filmler gösterilecek.
Film günlerinin açılışı 24 Ocak akşamı, geçtiğimiz yılın en beğenilen belgesellerinden Johan Grimonprez imzalı Soundtrack to a Coup d’Etat / Bir Darbenin Soundtrack’i ile gerçekleşecek. Grimonprez’in sadece arşiv görüntülerini kurgulayarak yarattığı film, Patrice Lumumba’nın (1925-1961) Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin ilk başkanı seçilmesinden öldürülmesine giden süreci konu alıyor. Kurgusuyla seyirciyi büyüleyen filmin ritmini ise ses bandına eşlik eden, dönemin meşhur caz parçaları belirliyor. İlk gösteriminin gerçekleştiği Sundance Film Festivali’nde anlatımındaki sinemasal yaratıcılık için özel bir ödül kazanan Bir Darbenin Soundtrack’i, şu ana kadar on iki ayrı ödüle layık görüldü ve Screen Daily dergisi tarafından 2024’ün en iyi filmi seçildi.
Seçkide öne çıkan bir diğer uzun metraj belgesel ise ilk gösterimi Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde gerçekleşen I’m Not Everything I Want to Be / Olmak İstediğim Her Şey. Yönetmen Klára Tasovská, Çek fotoğrafçı Libuse Jarcovjakova’nın yetişkinlik hayatını sanatçının 60’lar, 70’ler ve 80’lerde çektiği fotoğraflar aracılığıyla anlatıyor. Yıllar sonra başka ülkelerde keşfedildiğinde “Çekoslovakya’nın Nan Goldin’i” diye anılan Jarcovjakova’nın fotoğrafları, ülkesinin yeraltı kültürünü ve toplum dışında kalan bireylerini belgelemesiyle biliniyor.
Bianca Stigter’in yönettiği Three Minutes: A Lengthening / Üç Dakika: Bir Uzatma, 1938 yılında Polonya’da çekilmiş üç dakikalık bir 16 mm film görüntüsünün dijitale aktarılıp farklı detaylarına odaklanarak analiz edilmesi, bu şekilde görüntünün çekildiği köy ve sakinlerinin Holokost’taki kaderinin araştırılması sürecini perdeye taşıyor. İlk gösterimi 2021 yılında Venedik Film Festivali’nde gerçekleşen Three Minutes: A Lengthening, pek çok uluslararası festivalde gösterildi ve ödüller kazandı.
Fotoğraf ve video işleriyle mekânların gizli kalmış tarihsel, mitolojik ve kişisel öykülerinin izini süren Alman sanatçı Andréas Lang’ın Das Haus / Bina isimli filmi de seçkide yer alıyor. Berlin’deki Almanya Dışişleri Bakanlığı binasının tarihi, binanın boş olduğu saatlerde koridorlarında serbestçe dolaşan bir kameraya eşlik eden arşiv dokümanları ve ses kayıtları eşliğinde canlanıyor.
İstanbul doğumlu, Berlin’de yaşayan sanatçı Aykan Safoğlu’nun bir filmden ziyade “hareketli görüntü” olarak tanımlamayı tercih ettiği 2019 yapımı Touching Feeling de seçki dâhilinde izlenebilecek. Sanatçının nGbK Berlin’in 50. yaş günü vesilesiyle düzenlenen sergi için yarattığı bu iş, Safoğlu ve fotoğraf sanatçısı Nihad Nino Pušija arasındaki dostluğa odaklanıyor.
Rêzan Mîr Uğurlu’nun deneysel kısa metraj filmi 36 ise 1980’lerde Fransa’daki bir nükleer santral için hazırlanan tanıtım kataloğundaki diapozitif fotoğraf karelerinden oluşuyor. Katalogdaki otuz altı karenin otuz beşiyle geçmiş, bugün ve gelecek arasında bir diyalog kuruluyor. Film, izleyiciyi enstitü içerisinde gezintiye çıkarırken merkezine sadece hisleri alıyor.
Geçtiğimiz yılın bol ödüllü kısa filmlerinden, Şirin Bahar Demirel’in yönettiği Zarafet ve Şiddet Arasında ise mutlu bir tablo çizen aile fotoğraflarının gizlediği şiddeti sorunsallaştırıyor. Demirel filmde kendi ailesinin fotoğraflarını manipüle ederek, performatif aile albümlerine giremeyen anıların izini sürüyor.
ABD’li Carl Elsaesser’in yönettiği Home When You Return / Döndüğün Zaman Ev ise kayıp ve yasla başa çıkmak üzerine. Elsaesser 1950’lerden kalma bir melodram filmin görüntü ve ses bandını manipüle ederek, kaybettiği büyükannesinin hayatı gibi yeniden hayal ediyor.
Uğur Bayazıt’ın yönettiği Bir Aile Filmi ise 1970’li yıllarda çekilmiş 8mm ev videoları üzerinden hem yönetmenin kendi ailesinin hem de bugün aynı şekilde var olmayan bir İstanbul’un izini sürüyor. Filmde arşiv görüntülerine, yönetmenin annesiyle yaptığı röportajlar eşlik ediyor.
Theo Panagopoulos’un yönettiği The Flowers Stand Silently, Witnessing / Çiçekler Sessizce Şahitlik Ediyordu arşivi sorunlaştıran bir diğer buluntu film. Film İskoç bir botanikçinin 1930’lu yıllarda Kutsal Topraklar’da çektiği renkli 16mm görüntülerden oluşuyor. Büyük anne ve babası Filistinli yönetmen Panagopoulos’un bu görüntülere eklediği kendi yorumu, aynı coğrafyada süregelen işgal, sömürgecilik ve katliamı bize bir kez daha hatırlatıyor.
Seçkide güncel filmler ve video işlerinin yanı sıra bir klasik de yer alıyor. Deneysel sinemanın simge isimlerinden, 2019 yılında hayata veda eden Barbara Hammer’in otobiyografik filmi Tender Frictions (1996) sadece aile arşivleri değil, 20. yüzyıl popüler kültür imgeleri aracılığıyla da yönetmenin hayat hikâyesini anlatıyor.
2. Sanat Dünyamız Film Günleri’nin gösterim takvimine https://sanat.ykykultur.com.tr/etkinlikler adresinden, biletlerine 15 Ocak’tan itibaren Biletix’ten ulaşılabilir.