Çocuklarınızla Kitap Okumayı Bırakmayın

ÇOCUKLARIN DİL BECERİLERİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN BİRLİKTE KİTAP OKUMAK ŞART!

Murdoch Üniversitesi’nin son araştırmasına göre 6 ile 8 yaş arasındaki çocukların %38’i, 9 ile 11 yaş arasındaki çocukların ise sadece %17’si kendileriyle birlikte kitap okuyan ebeveynlere sahip. Anne ve babaların, çocukları okuma yazmayı öğrendikten hemen sonra beraber kitap okumayı bırakması, çocukların duygusal ve bilişsel zeka gelişimini yavaşlatırken ileriye dönük okuma alışkanlığını da zayıflatıyor.

Çoğu anne ve babanın okulda yeterince etkinlik ve okuma yapıldığını düşünerek çocuklarıyla okuma yapmayı bıraktığını belirten abm Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Çağla Acar, araştırma verilerini değerlendirdi.

Murdoch Üniversitesi’nin, 21 farklı okuldan 6 ile 12 yaş arasındaki toplam 220 Avustralyalı çocuk ve ailesiyle görüşerek gerçekleştirdiği Mart 2018 tarihli araştırmaya göre çocukların %87’si, ebeveynlerin ise %82’si birlikte sesli kitap okumaktan keyif alıyor. Çocuklar bu süreci mutlu oldukları eğlenceli bir zaman dilimi olarak kabul ediyor ve normal bir günlük aktivite yerine bir lüks ya da ödül olarak görüyor. Çocukların %63’lük kısmı anne babalarıyla daha sık ve daha çok sayıda kitap okumak istiyor. Ancak %27’lik bir kesim evde kimsenin kendisine kitap okumadığını belirtirken, %73’lük şanslı kesimin sadece %18’i sık sık bunu yaptıklarını söylüyor.

Çocukların Yaşı Arttıkça Ebeveynlerin Onlara Kitap Okuma Oranı Azalıyor

6 – 8 yaş arasındaki çocukların ailelerinde birlikte kitap okuma oranı %38 iken, 9 – 11 yaş arasında bu oran %17’ye düşüyor. Ebeveynler, çocukları okumayı öğrendikten sonra onları yalnız bırakarak kitap okuma kalitelerinin ve alışkanlıklarının kendi başına ya da okulla beraber gelişeceğine inanıyor ancak öğretmenleriyle düzenli olarak kitap okuduğunu söyleyen çocuk sayısı da oldukça az. Bu durum, özellikle okumaya yeni başlayan çocukların duygusal veya bilişsel zekalarıyla birlikte dil becerilerinin gelişmesini ve ileriye yönelik kitap okuma alışkanlığı edinmelerini olumsuz etkiliyor. Katılımcı çocuklardan sadece %43’ü kendisini bağımsız bir okur olarak değerlendiriyor ve üçte birinden fazlası evde sadece bazen kitap okuduğunu ya da tamamen başka etkinlikleri tercih ettiğini söylüyor.

“Ebeveynler Kitap Okumanın Neresinde Olacağına Karar Veremiyor”

Kitap okuma etkinliği için okulda yapılan etkinliklerin yeterli olduğu yanılgısına düşülmemesi gerektiğini belirten Çağla Acar, çocuğun ebeveyninin güvenli ses tonu ile kitabı dinlemesinin bile başlı başına bağ kurmaya yaradığının altını çiziyor.

Acar, “Çoğu ebeveyn okulda yeterince etkinlik ve okuma yapıldığı kanaati ile çocuklarıyla okuma yapmayı bırakıyor ve kitap okumanın neresinde olacağına karar veremiyor.” açıklamasında bulunuyor.

Acar, “Çocuklar yaşları büyüdükçe sayfa sayıları daha fazla olan roman, öykü ve macera gibi kendi ilgi alanlarına göre kitaplara yöneliyorlar. Ebeveynler de kitap okumanın neresinde olacağına karar veremiyor. Ancak genelde çocuk kitabı olarak bilinen birçok eser ve klasik hem çocuklara hem yetişkinlere hitap ediyor. Aile, bu tarz kitapları belirleyerek aile içinde bir kitap kulübü kurup, o kitabı bölüm bölüm birlikte okuyabilirler. Daha sonra bu bölümler hakkında olumlu veya olumsuz etkilendikleri yerleri tartışabilirler. Günlük hayatlarından örnekler vererek kitabı daha da içselleştirebilirler. Böylece çocuklar hem kendi ilgi alanları dahilindeki kitapları bireysel olarak okuma keyfini yakalarlar hem de aileleriyle birlikte kitap okuma hazzının farkına varırlar.” ifadeleriyle birlikte kitap okumanın önemine değiniyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.